Korona Virüs yakalanıp 14 gün yoğun bakımda, solunum cihazına bağlı yatan bir kardeşimiz o günleri anlatıyor:
“Nefes alamıyorum, boğulmak üzereyim, her şeyin farkındayım, oğlumu, eşimi, gelinlerim, çocuklarım ve torunlarımı görmek istiyorum.. gelin diye bağıracağım bağıramıyorum.. çünkü gücüm yok..!
Düşünmekten bir hal oldum, çıldırmak üzereydim.. Doktorlar, hemşireler, sağlık görevlileri başımda, ailemin bir bölümün hastanede , bir bölümün garantina altına alındığını biliyorum, ama sesimi duyurma imkanım yok..!
Ne evim, ne iş yerim, ne bankadaki param, hiç birinin değerinin olmadığını gördüm.. bir nefes ne kadar önemli imiş..
Buradan herkese sesleniyorum, evde kalın sağlıklı yaşayın ! ,
Kitaplarda okuduğumuz , hocalarımızdan dinlediğimiz şu sözün değerini bugün anladım: Osmanlı İmparatorluğunun büyük padişahı , Büyük Türk Hakanlarından Kanuni Sultan Süleyman”ın hastalık anında söylediği söz ; “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi” sözü, ne kadar doğru olduğunu nefes alamadığım zaman çok iyi anladım..
Bir nefes için tüm servetimi verim: Bakın Korona Virüs için o gün sağlık hakkında söylenmiş çok önemli bir sözdür. Gerçekten de sağlığımızı kaybettiğimiz, geçici bir hastalık anında, basit bir soğuk algınlığı, grip gibi bir hastalıkta bile, gücümüzü kaybedince, acılarla baş başa kalınca bu sözün önemini daha iyi anlıyoruz. Sağlık hakkında söylenen sözlerin güzel yada çok olması, insanların sağlık konusuna gereken önemi vermelerini maalesef sağlamamıştır.
İnsanoğlu sadece sağlık konusunda değil, ikaz aldığı hemen her konuda duyarsız davranmakta çok mahirdir. İnsanoğlunun bu özelliğini dile getirmek adına yüce Peygamberimiz(sav), bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmuştur; “ Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini biliniz: Ölmeden önce hayatın kıymetini, hastalıktan önce sıhhatin kıymetini, dünyada ahireti kazanmanın kıymetini, ihtiyarlamadan gençliğin kıymetini, fakirlikten önce zenginliğin kıymetini. Belemeyiz, “(Hakim) bugüne kadar bende bilemedim, sakın evinizden çıkmayın bu belayı ülkemizden kovalım,” diyor..
Geçmiş olsun dedik, yaşadıklarını dinledik, anlattıkları gerçekten sözün bittiği yer, dahası yok..
Trafik kazası, iş kazası, cinayet, kalp krizi vs. den her gün insanlar ölüyor bir ders almıyorduk, Bugün ülkemizde sokağa çıkma yasağı sebebi ile trafik kazası bitti ama Korona Virüs can almaya devam ediyor..
Öyle veya böyle dostlar bir bir gidiyor..
İnsan ömrü çok kısa, gelin kavga yerine bir birimizi sevelim..
Biz insanız, haşa peygamber de değiliz , hata elbette yapacağız, yanlış yapınca özür dileyelim, özür dileyeni af edelim, bu dünya hepimize yeter gelin bir birimizi sevelim kardeş olalım, dost olalım, bugünlerde: Telefonla, mesajla, balkondan balkona, kapıdan kapıya el sallayarak hatır gönül soralım..
Dilenciliği sanat haline getirenler var ! bunları söylemiyorum..
Bakkala, kasaba borcu olmayan, utandığı haya ettiği için kimseden bir şey istemeyen, borca bir şey almayan, aç ve perişan gerçekten bir ekmeğe muhtaç çok insanımız var, bunları bularak bunlara yardım verelim..
Aç olduğu halde bir simit versen, boynunu büker, teşekkür eder almaz, aç ölür ama öldüğünü belli etmez, haramı, helali çok iyi bilen insanlar, bunlara yardım edelim..
Yukarda Korona Virüs den iyileşen bir aya yakın tedavi gören bugün evinde ziyaretçi kabul etmeyerek dinlenen sağlıklı günlerin özlemini çeken dostumun söylediklerinin bir bölümünü yazdım..
Bir nefes, nefes alamıyorum, boğuluyorum, bir nefes için tüm servetimi verim diyor, servetimde öyle az bir şey değil haaaa benim bildiğim 3 bin üzerinde çalışanı var böyle bir ..ama o nefesi makine ile bile zor alıyor.. iyi düşünün sözün bittiği yer burası işte..
İyi günler