Allah’ın lütfuyla 6 Kasım 2024 Çarşamba günü Mekke'ye ulaştım ve Kâbe-i Muazzama'yı ziyaret ettim. Dostlarla buluşmanın mutluluğunu yaşadım. Umre, tavaf derken günler hızla akıp gidiyor. Ahir zaman buraya da gelmiş dostlar… Mekke’ye gelip zemzem içince hastalıklardan eser kalmıyor, elhamdülillah!
Otele yatmaya değil, ibadet için geldik. Sabah namazı için saat 03.30’da uyandık, düştük Kâbe yoluna. Ancak bir kapı kapalı, diğer kapı kapalı derken gelen cemaati üst katlara yönlendiriyorlardı. Kâbe’nin dışından birkaç tavaf yapıp zor da olsa üst katta bir yer bulduk. Durumu şikayet etmeyi düşündüm ve bir yetkili aramaya başladım.
Sonra kendimi MADO'da buldum. Ne göreyim, Kâbe imamları oturmuş, MADO’da sohbet ediyorlar! Mevzu derin, konular ince… MADO 'nun Mekke’deki ustamız Ufuk Cengiz yine harika bir sofra kurmuş; nefis mantar çorbası, kuşbaşılı kaşarlı pide, ortaya karışık ızgara ve salatalar… Yemekler kadar sohbet de güzel!
Suudi Arabistan vatandaşı veya başka ülkelerden gelen araplar MADO da karışık ızgaraya bayılıyorlar çok güzel yemek yiyorlar sanat gibi sohbet ederek..
Kâbe-i Muazzama’da bir mahkeme kurulmuş; başında Şeyh Abdurrahman bin Abdulaziz es-Sudeys var. Yardımcıları ise Şeyh Suûd bin İbrahim eş-Şureym, Şeyh Sâlih bin Muhammed Âl-i Tâlib, Şeyh Hâlid el Gâmidî, Şeyh Mâhir el Muaykılî, Şeyh Bender Belîle, Şeyh Sâlih bin Abdullah el Humeydw ve Şeyh Usâme bin Abdullah el Hayyât. Mahkemede ne görüyorum; 6 Şubat 2023 depreminde ağır hasar almış binaları mahkeme kararıyla “hasarsız” yapıyorlar ya işte öyle bizi hasarsıza çevirmişler..
İyi güzel de, biz de artık ekonomik ömrümüzü tamamladık; asrın felaketinin yarasını aldık ve ağır hasar gördük. Nasıl hasarsız sayılacağız dedim? “Dua, dua et!” dediler. Bir de bol zemzem iç dediler. yaptım , şu anda hasarsızım çok iyim dostlar , az hasarlı, orta hasarlı , ağır hasarlı olanları umreye davet ediyorum..
MADO ustamız Ufuk Cengiz'in güler yüzüyle "merhaba" diyor.. MADO Mekke Zemzem Towers müdürlüğünü yapan, zarif ve güler yüzlü Mısırlı kardeşimiz Hamdy Abdelaty de Türkçe İngilizce , Arapça tarzanca anlaşırsınız mesele yok, tüm personel harika insanlar ben çok sevdi
işin sırrı ortaya çıktı : Türkiye’den dostlarımız, Bilal Evran, Halil Hınaz, İsmail Koyuncu, Ahmet Pala, Abdulhakim Eren, Akif Çaylıoğlu, Akif Karapınar, Mehmet Taş, Abdurrahman Akbaba, Mahmut Beyaz, İbrahim Kara, Bekir Demir ve daha birçok dost Kâbe imamlarına benim halimi sormuşlar. Hatta “Bekir Doğan 65 kiloya düşmeden Türkiye’ye gönderilmesin,” demişler! yetmemiş üstüne Hilmi hocam Çanakkale den bir kasa Levrek göndermiş mahkeme heyeti yesin diye bak şu işe !
Türkiye'nin yüz akı MADO burada da haliyle benim halim konuşuluyor… ABD başkanlık seçimini kazanan Donald Trump’ı konuşacak değiller ya! Tercüman yardımıyla yanlarına yaklaştım ve şikayetimi dile getirdim: “Kâbe’ye girmeden önce üç tur atmamız gerekiyor, bu ne zamandır böyle?” diye sordum.
İmamlar, “Biz bunu senin iyiliğin için yapıyoruz,” dediler. “Her gün bir umre, beş tavaf yaptığında, Kâbe etrafında üç tur döndüğünde ve Masarat Royal Hotel’den bir ziyaret tavafı yaptığında seni Türkiye’ye 65 kilo olarak göndeririz!” dediler. Alim insanlar; ne diyelim, öyle diyorlarsa vardır bir bildikleri ..
Dostlara da teşekkür ederim; muhakkak iyiliğimi istiyorlar… Dua istiyorlar, neyse dönüşte bunun cezasın bağda, bahçede evde yazarım onuda söyleyim.. Fakat bana çarpan hacı adayları pinpon topu gibi beş metre öteye fırlıyorlar. Onların hali ne olacak? Hiç düşündünüz mü?
Mekke’den selam ve dua ile…
