Bir taziye ’ye gittim: içeri çok kalabalık bende şöyle dışarda az bekleyelim nasıl olsa şimdi çıkarlar dedim..
Dışarda ayak üstü sohbet ediyoruz, sohbet ettiğim adamın yanında biri var, oda bir iki lafa girdi.. bizimle konuşmaya çalışıyor..
Sonra içeri girdik, orada sohbet devam etti..
O ismini bilmediğim adam: ayağa kalktı, Bekir Doğan’ı 1982 yılından beri gazeteci olarak bilirim, hakkında çok söz söyledim, ama hayatımda ilk defa bugün bu cenazede konuşuyorum, dış görünüşü ile hüküm vermiştim, ama yanılmışım, son 6 aydan beri de yazılarını okuyorum, Bekir ağabeyimden özür dileyerek helallik diliyorum..” dedi..
Bende şaşkındım yanımdaki dostlar da : donduk kaldık..
Otur bakalım derdin nedir diye sordum: Bekir ağabeyim ben senin görünüşün, ile çok kötü bir olduğun düşündüm, herkese seni kötüledim, söylemedik söz bırakmadım, bugün pişmanım, özür diliyorum, bana hakkını helal et ! dedi..
Bende dedim ki : Peki seninle geçmişte bir kavgamız, alış verişimiz oldu mu ?
Adam : Hayır abi seninle hayatımda ilk defa bugün konuşuyorum. Bundan önce seninle karşı karşıya gelip selam verip selam bile almadım.. gazetedeki resimlerinden, çarşıda Pazar da ve törenlerde gördüğüm şekli ile senden gıcık olmuştum, aleyhinde çok konuştum. Özür diliyorum , sana hakaretler ettim, iftira attım, beni af et..” dedi.
40-50 kişi vardı o kadar kişinin içinde özür dileyen helallik isteyen birine de hakkımızı helal etmemek olmazdı.. bizde helalleştik..
10 yıl kadar önce benim yaşadığım bir başka olay:
İşi gücü esnafı çarpan, sahtekâr mı ? bir numarası olan biri..
Uzak da olsa mahalleli komşumuz sayılır : Kasap gelir alacak için bizim kapıyı çalar..
Fırıncı gelir bizim kapıyı çalar.. konfeksiyoncu gelir bizim kapıyı çalar, uçan kuşa borcu var hiç birini ödemez, çünkü ödeme kasası yok, alma kasası var..
Bizim adresi verip bir şey isterim gelmez ! sonradan anlarım ki , bu sahtekarla bizi karıştırmışlar.. bir kötünün zararı 70 hane öteye kadar gider sözü ne kadar doğru bir söz olduğunu yaşayarak gördüm..
İftira, fitne, yalan, dolandırıcılık, sahtekarlık her türlü pislik mevcut, yönü kıbleye dönmez biri.. selam verilecek biri değil..
Selam vermem mümkün değil gördüğüm zaman arkamı dönüyorum ki yüzünü görmeyim diye.. pisliği bize bulaşmasın diye..
Herkesin bildiği biri , gıybet olmasın diye ismini yazmıyorum.. günahı başını yesin, beni de ilgilendirmiyor esas meseleye geliyorum:
Bir ders niteliğinde yaşadığım olay:
Külmünün hasat birisi : zaman zaman o ben değilim , bizim komşumuz, aynı yerde olunca karıştırılıyoruz diyerek yüzlerce kişiye anlatım..
Hani söyledim ya : yönü kıbleye dönmez diye..
Bir gün baktım: soğuk bir havada abdest alarak camiye koşuyor..
Bir yakını mı ? öldü diye düşündüm..
Sonra : 5 vakit namaza yarım saat kala abdest alarak camiye gider imamın arkasına oturur orda tevekkül eder..!
Allahım bu sahtekar adama nasıl hidayet verdin böyle diye kıskanmaya başladım.. dört dörtlük Müslüman oldu..
Bundan dolayı bir suçluluk duyuyorum..
Taziye evinde adamın o kadar kişinin içinde ayağa kalkarak yaptıklarını anlatıp bizden özür dilemesi, helallik istemesi gibi bende bundan nasıl özür dilerim, nasıl helallik isterim diye yanıp tutuşmaya başladım..
Ezana yarım saat varken, abdest alarak camiye koşması o kadar hoşuma gidiyor ki, neredeyse , “ yükle be bütün günahlarını bana “ diyeceğim geliyordu..
Günlerden bir gün bugünkü gibi bir Cuma günü..
Camiiye birlikte gidelim de şundan özür dileyim helallik isteyim diye yanına vardım, haydi camiye gidelim dedim..
Bu sahtekar : “ Ben bugün namaz kılmıyorum, özürüm var !” dedi.. erkeğin özrü olmaz ama bir derdi vardır diye düşündüm..
Sonra öğrendim ki : Camiye gelen yaşlı bir zengin amcamız vardı.. onun bir evlenmiş boşanmış bir kızı vardı , yani kendi gibi oda duldu.. kendi de daha önce bir çok genç kızın başını yakmıştı.. o zengin amcamızın kızını alıp servete konmak için onun gözüne girmek camii geliyormuş, camii cemaati olmak için geliyormuş, amca bizim sahtekara verecek kızımız yok dediğinde namaz da bitmiş abdestte bitmiş.. özür başlamış..
Biz helalleşemedik ama, aynı yolda devam ediyor, 10 yılı geçti namaz özürü de devam ediyor, hayatında kıldığı namaz her halde o bir haftalık namaz onu da kıldı ise !
Bu gibi kötü örnek toplum içinde belki 100 bin de bir bile değil onun için örnek olarak bunlara bakmamak gerek..
Biz iyi ve güzellikleri görmemiz gerekir.. kötünün kötülüğünü anlatma yerine iyi ve güzel insanların güzelliklerini anlatalım..
Bunu yapmazsak: toplumun hepsi kötü gibi bir algı oluşuyor, gelin dostlar biz iyi ve güzellikleri görelim, kötünün kötülüğü başına kalsın !..
İyi günler..