Kamera Karşısında Konuşmasını Seviyoruz !..
Kavgaya bayılıyoruz !..
TBMM denildiği zaman gözümün önüne gelen manzara ve Aşık Mahsuni Şerif dili ile yazıma başlıyorum..
Kimi kimine bağırır
Biri kaçar beşi vurur
Kızan bir tekme savurur
Yanda uyuyup durana
Diya ya Mahsuni işte benim gördüğüm TBMM de de bugün sizlere anlatayım..
Başbakan Binali Yıldırım’a CHP ile alakalı bir soru soruluyor hemen cevap veriyor..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Hükümetle ilgili soru soruluyor.. anında cevap
MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye bir soru soruluyor anında cevap..
Oysa ben genel başkan olsam: “ Sevgili gazeteci arkadaşlarım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile konu ile alakalı görüşeyim size cevap verim,” derim..
Birde Televizyon kanallarının haber verme şekli var..
Başbakan Binali Yıldırım’a Cuma namazı çıkışı gazeteciler sormuş oda Başika kampı ile alakalı konuşmuş…akşam televizyonda haberleri izliyorum..
Bir televizyon kanalı : “ Başbakan Yıldırım’dan Irak ve ABD’ye zehir zembelek açıklama !
Bir başka televizyon : Başbakan Yıldırım, Türk Askeri Piknik yapmaz görevini yapar”
Bir başka televizyon : Başbakan Binali Yıldırım Irak yönetimine sert çıktı..!
Her şeyi biz televizyon kameraları karşısında konuşmak zorunda mıyız ?
Kimse kusura bakmasın Genel Başkanlar ve Vekiller , Meclis de başka Kamera karşısında başka konuşuyorlar..
Bir süre önce TBMM gittim, Genel Kurul Salonunda bir birine atıp tutan Milletvekilleri Meclis lokantasında gayet kibarlar bir birlerine yemek ısmarlıyorlar.
Bir birlerini yemek masasına davet ederek bin bir türlü kibarlık yapıyorlar..
Sonra : Esenboğa hava alanındayız, Vip salonunda, bir birlerine ikramlar, sohbetler kahkahalar bir birine karışıyor.. o Meclis de konuşulanlar nerede ?.. burası neresi ? ben anlayamadım..
Bir yanda TBMM de ki görüntüler
Bir yanda Meclis Lokantasındaki bir birine kibarlıklar
Hava Alanındaki samimi sohbetler.. kahkahalar !..
Kamerasız ortamda : çok medeni olan vekillerimiz kamera karşısına geçtiklerinden canavar oluyorlar.. suçluyu buldum.. hemde ne buluş.. tüm suç tv kameralarınındır..
Sorunda burada galiba : TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a sesleniyorum, TBMM kapısından içeri fotoğraf makinası , kamera ve cep telefonu girişinin yasaklarda Türkiye de her şey düzelir, Yenikapı ruhunu yeniden yakalarız..
Bizim ahlakımızı bozan ise kameralardır..
Sorun Kameralarda : Kamerayı gören vekillerimiz heyecandan ne yaptıklarını bilmiyorlar.. eğer bilmiş olsalar, Meclis lokantasında bir birlerini öldürmeleri gerekirdi..
Yada Hava Alanı Vip salonunda her gün üç beş vekilin ölmesi gerekirdi.. ki orada gördüğüm kardeşlik görüntüleri Yanikapıda bile yoktu..
Suçlu kameralar..
Bir meclise mihman oldum
Rastlamadım bir yarana
Ne acayip döndüm kaldım
Taş atarlar yalvarana
Meclisin yapısı güzel
Koltuğu kapısı güzel
Dışarda hepsi güzel
İçerde kıran kırana
Sandım ki bir savaş yeri
Adam çatlar diri diri
Deki bana hey serseri
Niye girdin bu borana
Kimi kimine bağırır
Biri kaçar beşi vurur
Kızan bir tekme savurur
Yanda uyuyup durana
Görülmemiş böyle uçar
Dokunulmaz zehir saçar
Hak'kı inkar eder kaçar
Döner el basar Kuran'a
Der Mahzuni çıkamadım
Bu cümbüşten bıkamadım
Kaşı çatık bakmadım
Kapıda kimlik sorana, sorana diyor ya Mahsuni şerifimiz, TBMM Meclisi Bekir Doğan gözünde işte böyle bir yer..
Topu topuna iki saat kaldım, Aşık Mahsuniyi dinledim..sonra gördüklerimiz resim yaptım ortaya çıkan sonuç: Kameralar !
Eğer Kameralar olmasa TBMM hiçbir sorun yok, YENİKAPI Ruhu olur TBMM Ruhu olur da geçer ki kardeşliğin adresi olacak yerdir..
Önemli olan hastalığın adını koymaktır
Kameralar karşısında bir konuşmamasını bir öğrene bilsek mesele kalmayacak..
İyi günler..