Kötülükten medet uman tipler vardır..
Bir kavga olsa da izlesek, ortalık karışsa diye beklerler.
Bir de : Haset olan insanlar var, işleri dedi kodu, şu bunu dedi, o onu dedi, diyerek insanlar arasında laf taşıyan sonra kavga ve küsmelerin olması için dua edenler..
Örnekleri çok, sözün özüne dönmek istiyorum:
Sabah hava serin çok güzel şöyle bir çarşı boyu tur atayım iki tanıdık görürsek selam vereyim dedim..
Saat 08 05 çarşıyı geziyorum, bir iki çorba ve paça satan yer harici her yer kapalı..
Bir arkadaşımız gel şurada bir çay içelim dedi: Çay ocağı da açılmış ancak yeni gelmiş ocağın altını yeni yakacak ki en az 2 saat sürer çayın hazırlanması..
Sözün kısası: Kahramanmaraşlı iyi ki varsın ! korona Virüs ! diyerek evinde yatmaya devam ediyor..
Bugün 01. Haziran 2020 Pazartesi: Türkiye normalleşme takvimine göre , Korona Virüsü bir kenara atarak normalleşmemiz gerek ama, halimizde bu !..
Sabah saat 06 00 da , büroya geliyorum, yolda biri el etti aldım, beni tanıyormuş, Bekir abi 1 saattir otobüs bekliyorum gelmedi, işim var gitmem gerek yolda kaldım, beni çarşıya götürmüşün dedi..
Esnaf bir arkadaşımız, bu hale isyan ederek: “ Normalleşelim, gerekli tedbirlerimiz alalım, maske takalım, sosyal mesafeyi koruyalım, Temizlik kurallarına sonuna kadar uyalım ama bir yandan da işimize bakalım..
Abi ben öldüm, iş yerimiz kapanınca ekmeğimiz gitti.. artık herkes ekmeğine sahip çıkmalı diyor..
İlim adamlarının ikinci dalganın Eylül sonu, Ekim- Kasım – Aralık ayında geleceğini söylüyorlar.. o halde, önümüzde : Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül olmak üzere 4 ay çalışma süremiz var bunu iyi değerlendirmek gerek..
İyi ki varsın Korona Virüs der yatarsak, 2021 yılı bizin için bu yıldan daha çok zor geçer !
Yurt içi uçak seferleri başladı. Yurt dışı uçak seferleri ise 11 Haziran da başlayacak, mutlaka gittiğimiz ülkelerde kendimizi korumalıyız, ülkemize virüs getirmemeliyiz ancak: yabancılardan da kendimizi koruyarak virüs den uzak durmalıyız..
Son baharda ikinci dalga gelir mi ? gelmez mi ? orasını bilemeyiz , Ancak Allah bilir de biz yine de tedbiri elden bırakmamız gerekiyor..
3 aydan beri yatıyoruz, uç aydan beri Cuma Namazı ilk defa geçtiğimiz Cuma kıldık, cemaatle namazı unuttuk, işin gerip yanı çalışmayı , dükkanı açmayı da unuttuk..
Şöyle bir silkinerek: Bismillah diyerek dükkanlarımızın darabasını (Kepenklerini) kapısını açmalıyız..
Sabah bir çorbacıdayım: dükkanı patron iş yeri sahibi açmış, çorba yok, hazırlık yok, ekmek yok, bir yandan çorba yapmaya çalışıyor ama iş yerine gelen işçide yok, işçisine tek tek telefon açıyor, karşıdan cevap: “ Usta bugün gelecek miydik ? biz uyuyoruz da !” diyor..
Ustamız: “ Ya ben size geçen haftadan demedim mi ? Pazartesi açıyoruz gece gelin çorbayı pişirin diye !” diyor ama geleni getir..
Üç aya yakın evde yatma bize yaramadı galiba !..
İyi ki varsın Korona Virüs diyen : Çalışanlar, esnaf evinde yatmaya devam ediyor.
Devlet Normalleşme takvimini verdi ama, biz buna ne kadar hazırız ? , sadece devletin normalleşme takvimi yeterli değil, bizde normale dönmemiz gerekiyor..
Hem de çok çalışarak üretim yapmamız gerekiyor..
Her zaman kinden üç kat fazla çalışarak üretmeliyiz açığımız kapatmalıyız..
Herkes fedakarlık yapacak: Bu iş seninle benimle sınırlı değil Türkiye de yaşayan , esnaf, memur, işçi kısaca tüm çalışanlar fedakarlık yaparak çok çalışmamıza bağlıdır.
Tembelliği üzerimizden atalım: Bismillah diyerek işimize bakalım..
Dün ekmek aslanın ağzında idi.. Bugün midesine indi.. onu oradan çıkarmak çok zor ve zahmetli bir iş bu sebeple uyanın milletimiz uyanın bugün çalışma zamanı diyorum..
İyi günler