Bugün sizlere bir olayı anlatarak başlamak istiyorum..
İki tanıdığım var: Onlara hep şunu söylerim iyi insan olun, ölünce rahmetle anılın diye..
Onlarda bana hep şunu söylerler : 40 yıldan beri !..
“ Ben ölünce çöpe atsınlar, bedenimi itler yesin, kimse bana fatiha okumasın, iyi insan demesinler !
“Ben yerim, içerim, s… gezerim.. Maraş yansa bir tas su dökmem, üzerine bir odunda ben atarım, benim dostum benim, benden başkası hikaye”
Böyle saçma fikirlerini sürekli savunur..
Bir tek dostun yok dediğimde : Bana dost gerekmez ! der ..
Soruyorum: Geriye dönüp baktığında pişmanlık duyuyor musun , şunu yapmasaydım dediğin var mı ?
Cevap: “Ben bugün yedim mi içtim mi s… mi , günümü gün ettim mi , geçmiş geride kaldı pişman olmam ! “ diyor..
Babası İngilizlere çalışan biri : aynı şeyi düşünüyor..
Dün akşam televizyonda İsmet İnönü ölmeden önce TRT yaptığı özel röportaj da TRT muhabiri soruyor: “ Camilerin kapatılması, satılması, Ezanın Türkçe okutulması, Varlık vergisi gibi kararlardan dolayı yapmasaydım dediğiniz oldu mu ? , pişman oldunuz mu ? son olarak 1945 de Azerbaycanlı bilim adamlarını Rusya ya teslim etmekten dolayı pişman oldunuz mu ?
İnönü , hiddetlenerek, “ Niye pişman olacakmışım, ben hiçbir şeyden pişman olmam yaptım , benim öyle acıma duygum filan yoktur yaptım ise yaptım pişman olmam, “ dedi..
Türkiye de 1850’lerde Osmanlı İmparatorluğu içine sızın İngiliz Ajanları kanalı ile atılan İngiliz tohumları bugün Türkiye de meyve vermeye başladı.
Osmanlı yıkılması ile : Türkiye Cumhuriyeti Kuruluşunda aktif görev alan İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri : Türkiye içinde hep bir savaş lalinde oldu.
İslam’ın en büyük düşmanı İngilizler, : Türkiye de din adına ne varsa yok etmek için var güçleri ile çalışarak bugüne kadar bunu başarı ile yaptılar..
Ezanın Türkçe okutulması, Camii ve Medreselerin kapatılması, camilerin ahır olarak kullanılması, daha sonra , Türkiye deki Kilise ve Havralarla birlikte yıkılarak, ne Müslüman, ne Hıristiyan , dinsiz ve atayis bir nesil yetiştirmek için atılan tohumlar 1933 den sonra daha çok yeşermeye başladığını görüyoruz..
ABD 1940’dan sonra içi boş , sözde Müslüman, ama içi boş bir islam için Türkiye de Cemaatler kurarak, dinsiz yetişen toplumu içi boş bir dine bağlamak çabasına CIA kanalı ile girişdi..
Dinler Arası Diyalog diyerek başlayan süreçte : içi boşaltılmış İslam ülkemizde din olarak benimsenmesi ile bugünkü toplum ortaya çıktı.
Yeter Söz Milletin : diyerek iktidara gelen Adnan Menderes ve Arkadaşlarının 10 yıllık mücadelesi 27 Mayıs 1960 da kesildi ve idam edilmesi ile Müslüman halkın üzerine bir baskı dönemi daha başlamış oldu.
12 Eylül 1980 darbesi ile : yine Müslümanlar hedef olarak seçildi.
1983 den sonra Özal döneminde , Müslümanlar derin bir nefes aldı ise de 1992 den 2002 yılına kadar Müslümanlar çeşitli baskı ve zulüm gördük..
28 Şubat Darbesi, Gezi Parkı olayları, Kobani olayları, 17-25 Aralık olayları, 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar Müslümanların üzerindeki baskı hiçbir zaman kalkmadı..
15 Temmuz 2016 sonrası camilerde cemaat kalmaması, camilerin birden bire boşalması, Teravih namazları ve Cuma namazlarında bile bazı yerlerde camilerin dolmaması altında yatan acı gerçekte bu !
1850 eliden 2019 yılına kadar geçen süreci inlcediğimizde bir dantel gibi işlenerek bugüne getirilen Türk Milleti , dini elinden alınan, söz de sorulduğunda ben Müslümanım diyen kişilerden oluşuyor..
Namaza başlarken Sühan eke ile başlıyoruz.. Muhabir İstanbul da Sübhaneke okur musununuz diyor kimse okuyamıyor..
Sübhânekellâhümme ve bi hamdik ve tebârakesmük ve teâlâ ceddük (vecelle senâük) ve lâ ilâhe ğayrük.
Son halimiz ise bu !
İyi günler..