Kahramanmaraş’tan Gaziantep’e, oradan Antalya’ya geldik. Bizi bahar havası karşıladı. Gaziantep’te kar varken, Konyaaltı’nda denize girenler vardı. Ama biz burada bir kardeşimizi buldum.
Kardeşim konusuna yazının sonunda geleceğim. Sabah, Uzman Doktor Burhan Güçmen, kızım Uzman Doktor Nurbanu, torun dedesinin tontişi Beren ve gazeteci eşim Gülay Doğan hanımefendi ile Antalya gezisine başladık.
İlk durak: Turistlere görsel şölen sunan, Kepez Hidroelektrik Santrali ile elektrik üretimi yapan, Düdenbaşı denilen mevkiden çıkarak 10 km yol kat edip Akdeniz’e dökülen Düden Şelalesi. Berrak denizi izleyerek çölde serap görür gibi olduk, serin havada suya bakarak susadık. Seyyar su satıcılarının bir küçük suyu 25 TL’ye satarak turistleri kazıkladığını gördük! Biz de nasibimizi aldık!
İkinci durak: Kaleiçi
34 yıl önce geldiğim Kaleiçi... Halk arasında "Üç Kapılar" olarak da bilinen Kaleiçi’nin Hadrian Kapısı önüne gelince tarihi gönül gözüyle bakma, evleri, sokakları, taşları dinleme imkânım oldu. Bugün Cuma Bereketinden istifade edelim dedim..
Selçuklu ve Osmanlı Devleti’nin izleriyle... Yiğitlerin at nalı seslerini duydum çünkü Kaleiçi’ne havadan bakıldığında haritası at nalı gibi. Mehter takımı vuruyordu, "Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek" diyordu bana! Barbaros’un leventlerinin "Allah’u ekber" dediğini duyuyordum. Şanlı tarihimiz buraları yurt yapmak için ne mücadeleler vermiş, bunu anlatıyordu.
Attalos Yurdu anlamına gelen Antalya, II. Attalos tarafından kurulmuş. Bergama Krallığı’nın sona ermesiyle bir süre bağımsız kalan Antalya, daha sonra korsanların eline geçmiş. Komutan Servilius Isauricus tarafından Roma topraklarına katılmış ve Pompeius’un donanmasına üs olmuştur.
Hadrianus’un Attaleia’yı ziyaret etmesi şehrin gelişmesini sağlamıştır. Bizans egemenliği sırasında piskoposluk merkezi olan ve ismi Attaleia olarak görülen şehir, Türklerin eline geçtikten sonra büyük bir gelişme göstermiş ve adı Antalya olmuştur.
Her yerde olduğu gibi Antalya’da da kadersizlik söz konusu. Bugünkü modern şehir, antik yerleşimin üzerine kurulduğundan, Antalya’da antik çağ kalıntılarına çok az rastlanıyor. Olanların üzerine cam yapmışlar ki yıpranması görülebilsin diye.
Sevgili Okurlarım, Hadrian Kapısı, Antalya’nın en güzel antik eserlerinden biridir. Böyle olunca çekirdek ailemizle bol bol fotoğraf çektik. Gelin damatları da görmek mümkün oluyor..
Kaleiçi’ni geziyoruz, o evler bize neler söyledi neler!
Kaleiçi, büyük bir bölümü yıkılmış ve yok olmuş, at nalı şeklinde içten ve dıştan surlarla çevrilidir. Surlar, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirlerinin ortak eseridir.
Surların 80 burcu vardır. Surların içinde kiremit çatılı 3000 kadar ev bulunmaktadır. Evlerin karakteristik yapıları, Antalya'nın sadece mimari tarihi hakkında fikir vermekle kalmaz, aynı zamanda bölgedeki yaşam tarzını, gelenek ve görenekleri en iyi şekilde yansıtır.
Selçuklu ve Osmanlı, her köşeye küçük cami ve medrese yaparak halkı kale ile korurken, dini, milli, teknolojik ve çağın eğitimini verdiğini bize cami duvarları söylüyor.
Türkiye’nin güneybatısında, Akdeniz kıyısında yer alan Antalya, tarih boyunca Anadolu’nun denize açılan kapılarından biri olmuştur. Antalya Kaleiçi’nde, Attaleia Antik Kenti’nin kuruluşundan önce yat limanında "Korykos" adıyla bir korsan limanı bulunduğu antik kaynaklardan bilinmektedir. "Kaya Kovuğu" anlamına gelen Korykos, falezlerin hem doğal yapısı hem de sığınma limanı oluşu bakımından önem taşımaktadır. Liman ve gerisinde gelişen Antik Attaleia kenti, M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren kesintisiz iskân görmüş ve günümüze kadar ulaşabilmiştir. Bugün yatların kaldığı marina olarak anılsa da her yerinden tarih fışkırıyor.
Başta da söyledim: At nalı şeklindeki iki kalın duvar tarafından çevrilen kale içinde her evin ayrı hikayesi ve tarihi var. Güzel restore edilmiş bir turizm merkezi olmuş. Ancak çevresindeki beton binaların yıkılarak tarihin tam olarak ortaya çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.
Sur içindeki dar sokaklar, limandan yukarıya, duvar boyunca uzanıyor. Yivli Minare, Keyhüsrev Medresesi, Karatay Medresesi, İskele Camii, Tekeli Mahmut Paşa Camii gibi birçok önemli tarihi eser var. Hepsini anlatmak mümkün değil, ancak yat limanı, eski şehrin gün ve gece boyunca sergilediği nefes kesici manzarasıyla bize ilham kaynağı oldu.
Bu yazı, özet olarak ortaya çıktı...
Her baktığım yerde Maraş’ı gördüm. Kaleiçi’nin yerleşme dokusu, Cami Sokak ve Hıdırlık Sokak boyunca uzanan orta sur duvarı ile iki farklı şekilde görülmekte. "Maraş için buradan çok fikir almak gerek."
Antalya’daki tarihi eserler arasında Hadrian Kapısı, Hıdırlık Kulesi, Saat Kulesi gibi yapılar öne çıkıyor. Bu eserler bize geçmişten çok şey anlatıyor. Kaleiçi’ndeki birçok yapı, Selçuklu ve Osmanlı’nın izlerini taşıyor.
Konyaaltı Plajı’nda belediyenin yaptırdığı sosyal tesislere geldik. Ve ne görelim? MADO!
MADO Bizi Karşıladı!
Kaleiçi’nde gezmekten, tarihi incelemekten ayaklarıma kara sular inmişti. Deniz havasıyla dinlenmeye ihtiyacım vardı. Mehmet Kanbur ve Erdal Kanbur ile görüşerek destur aldım. MADO’dan içeri girdim ve işletme sahibini sordum. Necmi Sevimli bizi karşıladı.
Vanlı bir ağabeyimiz... Van depreminden sonra Antalya’ya gelmiş ve 6 yıl önce MADO bayiliğini almış. O da bizim gibi bir depremzede!
Necmi Sevimli ağabey bana çok sıcak geldi. Temiz yüzü huzur verdi. "Gel, oturup tanış olalım, konuşalım" dedim ve sohbete başladık.
Van olunca Bahçesaray ilçesi Arvas köyü, Seyyid Abdulhakim Arvasi, Seyyid Ahmet Arvasi, Van İl Müftüsü Seyyid Nimetullah Arvas , Yunus Arvas, Abdulhakim Arvas, Salih Arvas, İrfan Arvas olmak üzere bir çok Arvasi ağabey isimler üzerine sohbet ettik.
Sevgili Peygamberimizin torunlarından Seyyid tanıdıklarımız olunca akan sular durdu. Uzun ve koyu bir sohbet oldu. İçime huzur geldi , günün yorgunluğunu bir anda atı verdim bir kenara !
MADO Antalya’daki güler yüzü Necmi Sevimli ağabeyle sohbetimiz yarım kaldı. "Kahramanmaraş’a dönmeden bir gün daha sohbete devam edelim" diyerek ayrıldık. Tarihi gezimizdeki Selçuklu ve Osmanlı eserleri için okuduğumuz Fatiha ile Antalya’da MADO’da bir kardeşim oldu. Benim Necmi Sevimli kardeşim güler yüzlü , tam bir Van'lı ..
Antalya’ya yolu düşenler, Necmi Sevimli kardeşimizle tanışın. MADO’da bir mola verin, huzur bulun. Ben buldum, siz de bulursunuz!
Hayırlı tatiller diliyorum!