HER İNSAN BİR MÜRŞİD OLABİLİR
İnsan var ise mürşid de vardır. İnsan mürşidsiz olamaz. İnsan rehbersiz ve yol göstericisiz yolunu bulamaz. Mürşid, irşad edendir. Mürşid şad edendir. İrşad,Doğru yolu göstermek, doğru yola yöneltmek, gafletten uyandırmak, tehlikelere karşı ikaz etmektir. Şad, neşeli, sevinçli ve mutlu olmaktır. Mürşid, insanı doğru yolu göstermekle şad ediyor, mutluluğuna vesile oluyor.
Bu durum şuna benzer: Bir ıssız çöldesiniz ya da sarp dağlarla çevrili uçsuz bucaksız bir ormandasınız ya da fırtınalı bir denizde bir gemidesiniz, bir sahraya, bir düzlüğe, bir kıyıya ulaşmak için yardıma nasıl ihtiyaç duyarsanız, aynı onun gibi hayatta mutlaka ve mutlaka her anımızda ve her meselemizde bir mürşid gereklidir. Mürşid olmaz ise, nasıl alt edeceğiz bunca sorunu ve bunca derdi? Bu Dünya aynı bir sahra gibi, her türlü tehlike mevcuttur. Öyle ki, sahradaki bir aslan en fazla senin canını alır, Dünya sahrasında aslandan daha tehlikeli canavarlar var. O canavarlar senin imanına musallat olmuşlar. Senin imanın tehlikededir. İmanını korumak için ve iman ile birlikte canını kurtarmak için, mürşidin en başta, tüm Peygamberler ve onların yolunda giden Âlimler, Salih Kullar ve Allah'ın Dostları olan Evliyaullahtır. İşte bu mürşidler seni irşad edecek ve Allah'ın izniyle sen şad olacaksın.
Bu Dünyanın dağdağalı dert ve belaları içinde şaşırmamak ve isyan etmemek için mürşidin bir elinde Kur'an, diğer elinde Peygamberimizin Hadis-i Şerifleri ile gelecek ve seni kurtuluşa ulaştıracaktır. Eğer kurtarıcı diye sana gelenlerin ellerinde bunlar yok ise, onlara itibar etme, asla güvenme.
Bu Dünyanın aynı bir denize benzeyen dalgalı suları ve sorunları arasında boğulmamak için seni bulunduğu yerden çekip çıkaracak bir el gerek sana. Ya da sana bir sandal gönderecek, sandal yetmez ise daha büyük bir gemi ile imdadına yetişecek bir yardımcı, bir mürşid lazım sana. O mürşid seni sahil-i selamete çıkaracaktır.
Mürşid yalnız bu Dünyada değil, her iki Dünyada sahil-i selamet için bir görevlidir. Mürşid, Allah'ın görevli bir kuludur. Bu Kul,Ahirette Cennet için, bu Dünyada saadet için hizmet eder.
Zaten, yalnızca bu Dünya mutluluğu için size yol gösteren gerçek mürşid olamaz. Olsa olsa, sizi yalanlarla ve sahte mutluluk ile aldatan bir sihirbaz, bir düzenbazdır.
Yukarıda mürşid Allah'ın "görevli kulu" dedik. Gelin bunu biraz daha açıklayalım. Her insan, iyilik ve takvada birbirinin mürşidi ve yardımcısıdır. Yüce Rabbimiz (cc), Maide Suresi 2. ayette, bakın ve iyi dinleyin ne buyuruyor: "İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir." İşte bize bir ışık ve bir rehber. İşte size bir görev. Bu Dünyada bu bilinçle hareket eden ve bu görevi yerine getiren herkes bir mürşid vazifesi görür. Şimdi anladın mı görevli olduğunu? Allah size "iyilik ve takva üzerine yardımlaşın" diye görev veriyor. Daha ne duruyorsun!
İyilikte yardımlaşmak ve günahlardan kaçınmak, kötülükten uzak durmak üzere birbirimize destek olmak. "Bunun adı irşaddır irşad. Bunu yaparsan, mürşidsin mürşid." Bunu yaparsan yol gösterensin ve insanın mutluluğuna hizmet edensin. Ne öyle, mürşid ve irşad işini kafanda büyütüyorsun. Sen bu yol üzere bulunursan, hem irşadcı ve hem de bir şadcısın. Yani doğru yolu gösteren ve mutluluğa vesile olansın.
Bu söylediğim tanım, mürşidin en geniş tanımıdır. Bir de mürşidi daha özel tanımlarsak, elbette mürşid dediğimizde tüm Peygamberler ve onların yolunda giden Âlimler, Salih Kullar ve Allah'ın Dostları olan Evliyaullah akla gelir. Ben özel olarak mürşid olarak önce bu silsile içindekileri kendime birer mürşid seçtim, sonra da "iyilik ve takva üzere birbirine yardımlaşan Allah'ın tüm imanlı Kullarını kendime irşadcı seçtim.
Sözü uzatmaya gerek yok, "mürşid emr-i maruf ve nehy-i ani'l münker" üzere yaşayan demektir. Buna göre, emr-i maruf yani iyiliği emretmek, nehy-i ani'l münker yani kötülüğü yasaklamak için çaba sarfeden herkes birer irşadcıdır, yol göstericidir ve bu yolda örnek olandır. Bu Dünyada bu yolda bir çaba sarfetmiyorsan ve hiçbir kaygı ve çalışma içinde değilsen, "yaşamaman, yaşamandan daha hayırlıdır." Çünkü, yaşadıkça zarardasın ve eğer kendine gelmez isen boğulup gideceksin. Öyleyse, irşad yolunu seçmelisin. Hayırlı olan bu yoldur. İrşadcı olmak senin elinde ve zor bir şey değil.
Burada yazımızın sonunda, hassasiyetle belirtmek gerekirse, en büyük Mürşid elbette Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm)dir. Peygamberimiz (asm) tüm Peygamberlere de bir mürşid ve yol göstericidir ve ezelden ebede en büyük önder ve tek rehberdir. Bu Tek rehberi bir tesbihin İmamesine benzetirsek, tüm mürşidler ve doğru yolu gösterenler birer tesbih taneleri gibi işte bu İmame'ye bağlıdır. O İmam'a (asm) bağlı olmayan mürşid olamaz. Hepimiz de O'na (asm) bağlıyız ve O'nun rehberliğinde ancak mürşidlik görevi ifa edebiliriz. Tabi bu mürşidlik görevini ifa ederken, bir elimizde Kur'an ve diğer elimizde Hadis-i Şerifler bulunmalıdır. Vesselam.
Ahmet Sandal