Her defasında tekrarladınız, iflah olmaz ısrar ve inadınızla dost meclisinde, futbol müsabakasında, kahvede pişpirik oynarken, pazarda baldırcan-hıyar ve kabak alırken, hep aynı beklenti içinde oldunuz.
Neymiş, Mahir Ünal bakan olmalıymış, olması gerekirmiş, ama olamamış, mış da mış mış… Her kabine değişikliğinde bunu gündeme getirdiniz. Öyle diye diye yediniz, bitirdiniz arkadaşımı…
Sayın Erdoğan ne demişti Kıbrıs Meydanında. “Size bakan makan yok, sizin bakanınız benim!”
Ağzımızı açabildik mi, gıkımızı çıkartabildik mi?
Dilimizi depemize çekmedik mi?
*
Dün yeni kabine açıklandı, 5’i dışında, eski kabine korundu. Yani yeni teknik adam, takımı bozmadı, takımın ruhu ile oynamadı, sistemi değiştirmedi, as kadro ile sahaya çıktı.
Durun hele, acele etmeyin! Belki yarın bir gün, çiçeği burnundaki Başbakan sayın Ahmet Davutoğlu da bir müjde verir, “Sizin bakanınız benim!”
Der mi, der!
*
Yeniden geliyorum sayın Mahir Ünal olayına. Bazı aklı evveller, şimdi de şunu söylüyorlar, “Yahu durun acele etmeyin, belki Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan, genel sekreter yapar!”
Hadi lan oradan, gerzek!
Sayın Ünal, bugünkü konumu itibariyle bir bakan kadar güçlü, bir bakan kadar yaptırımı olan bir kariyere sahip. Nesi var gurup başkanvekilliğinin! Eeeee, bakan olsa kötüsü mü olur! Bunu aslında gerçek AK Partililer değil, muhalefet edenler, AK Parti karşıtları dillendirdi. Olmayınca da, “Hah, bak gördünüz mü, o çok sevdiğiniz, önemsediğiniz Mahir Ünal’ı bakan bile yapmadılar!
Öyle bir yaman çelişkiye soktular milleti.
*
Siz… Evet sizler… Adamı gözünüzle yersiniz. Bir anket veya araştırma yapılsa, insanı, en yakınını, en çok sevdiğini dahi gözüyle yiyen, gözünü pörtleten başka şehir, başka toplum yoktur valla!
Siz, daha kasabınıza keçi eti siparişi verin. Bu akılda, bu kafada giderseniz,Mahir Ünal’ı ecelinden evvel öldürürsünüz de, cenaze namazına bile gelmezsiniz!
Ben sizi iyi tanırım dümbelekler!