• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • GÜNCEL
  • BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
  • İLÇE
  • SİYASİ
  • EĞİTİM
  • SAĞLIK
  • SPOR
  • DÜNYA DİN BÖLGESEL MEDYA İNTERNET
  • Ara
SON DAKİKA:
12:46
Yumurtalık’ta 19 Mayıs coşkusu bir başka yaşanacak
12:43
Saliha Erdim: “Aile; İnsanın İlk Yuvası, İlk Okulu, En Güvenli Limanıdır”
12:37
YENİDEN REFAH PARTİSİ GENEL BAŞKANI FATİH ERBAKAN’DAN DULKADİROĞLU’NA ANLAMLI ZİYARET
01:36
Başkan Toptaş; Gençliğin Onikişubat’ını hep birlikte inşa ediyoruz
01:32
Onikişubat Gençlik Festivali’nin ilk konserinde Oğuzhan Koç sahne aldı
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. AHMET SANDAL
  3. MÜSLÜMANLAR MI DAVALARINA SADIK?  FALCILAR MI YALANLARINA SADIK?
18 Mart 2025 - 15:56

MÜSLÜMANLAR MI DAVALARINA SADIK?  FALCILAR MI YALANLARINA SADIK?

18 Mart 2025 - 15:56
Yorumlar
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
AHMET SANDAL
AHMET SANDAL
[email protected]

Şu başlıktaki soruya bak ya! Bu yazının başlığı nasıl böyle ya! “Müslümanlar mı davalarına sadık, falcılar mı yalanlarına sadık?” Bu soru beynin damarlarını çatlatır. Bu soru adamı hoplatır.

Bir davaya sadık olmayı anlarız da, “Yalanlara nasıl sadık olunur?” İşte bunu anlamayız. Yalan ile sadakat nasıl bir araya gelir? Bunu anlamak mümkün değil.

Evet, anlamak zordur ve sizin de kafanız, şimdi, hatta kafanız değil beyin kıvrımlarınız “zongur zongur titriyordur” bu soruyu düşünerek.

Yalan ve sadakat asla bir araya gelemez. Ancak falcılar yalanlarına sadıktırlar. Zaten falcılar yalancıdır. Falcılar “profesyonel yalancılardır.” Falcılar yalandan para kazanırlar.

Tekrar sorumuzu soralım ve beynimizin kılcal damarlarına kadar “fokur fokur” kaynayalım.

 “Müslümanlar mı davalarına sadık, falcılar mı yalanlarına sadık?”

Birisi Hak dava, ve diğeri baştan sona yalan-dolan.

Hak davayı savunması gereken Müslümanlar isteksiz, yılgın ve bıkkın, ancak yalancı falcılar çok heyecanlı.

“Buyurun buradan yakın.” Bir çaresizlik durumunda ya da şaşkınlık durumunda söylenir ya: “Buyurun buradan yak” denir ya!

“Müslümanlar mı davalarına sadık, falcılar mı yalanlarına sadık?” sorusu aynı duruma sokuyor insanı.

Tekrar soruyorum. Çünkü tekrarda fayda vardır. Et-tekraru ahsen, velev kane yüz seksen.  "Tekrar güzeldir, yüz seksen kere de olsa." 

“Müslümanlar mı davalarına sadık, falcılar mı yalanlarına sadık?

Batıl işlerini hararetle anlatan falcılar bir tarafta, Hak davalarını çekinerek anlatmaktan korkan Müslümanlar diğer tarafta. 

Müslümanlar davalarına, falcıların yalanlarına sahip çıktıkları kadar sahip çıksalardı Dünya güllük gülistanlık olurdu.

Gerçi şurası da bir gerçek. Müslümanlar olarak sindirildik ve bir cendereden geçtik.

Ülkemiz gerçekten en az 80 yıl, bir cendereden geçti. Bu toplum gerçekten bir cendereden geçti. O cendere şu: “Doğrular yanlış, yanlışlar doğru gibi gösterildi. İyiler kötü, kötüler iyi gibi gösterildi. “Müslümanlık öcü gibi, Müslümanlık dışı işler cici gibi gösterildi.” Bunu yapanlar yani her şeyi birbirine karıştıranlar bunu çağdaşlık ve laiklik adına yaptılar:

Geçen gün sosyal medyada şunları yazdım:

 Türkiyedeki laikuslara göre, cadılık eğitimi alırsan "çağdaş" oluyorsun. Hafızlık eğitimi alırsan "gerici" oluyorsun. Yoga yaparsan "çağdaş" oluyorsun. Namaz kılarsan "gerici" oluyorsun. 

Bunları niye yazdım. Çünkü gündemde “cadılık eğitimi aldığı iddia edilen ve ormanda kaybolan ve kaybolduktan 4 gün sonra ölü bulunan bir kadıncağız vardı.”

O ormanda kaybolduktan sonra vefat eden kadıncağızın hiçbir suçu yok. “Sistem suçludur.”

Bu Sistem yani laik sistem maalesef bu Ülkede insanlarımızı dinden uzaklaştırdı. Laik sistem yanlış uygulandı. Laik sistem, geçmiş dönemlerde  “din düşmanlığı” olarak icra edildi. Her sistem uygulayıcılarının elinde şekillenir. Sistemin kendisi kadar, uygulayıcıları da mühimdir.  İyi bir sistemi, “kötü uygulayıcılar” yanlış uygularsa o sistem kötü görülür.  Kötü bir sistemi uygulayıcılar iyi gösterebilir.

Gelelim laik sistemin yanlış uygulamalarına. Kaç yıl sürdü o yanlış uygulamalar? Bilen bilir. En azından 80 yıl sürmüştür. Tabi zaman zaman kesintili dönemlerden geçilmiş ve ferahlama olan, insanların din özgürlüklerine müdahale edilmediği dönemler olmuştur. Bu dönemlere örnek olarak, “1950-1960 arası dönem, 2000’li yıllardan sonraki dönem” gösterilebilir.

Evet, bu Ülkede 100 yıldır (arada kesintili ve ferahlama dönemleri olsa da) "din" öcü gibi gösterildi. Ve gelinen nokta bu. Gelinen nokta falcılık, cadılık, hurafe almış başını gidiyor. Acı ama gerçek. 

Elhamdülillah ben astrolojiye, burçlara ve fallara hiç inanmadım. Zaten burcumu sorduklarımda “bilmediğimi söyledim hep.” Astroloji, fal ve burçlar, hepsi de ayaklarımın altında. Ancak toplumun bir kısmı, çok kısmı mı, az kısmı mı inanıyor bilmiyorum, toplumun bir kısmı “fala inanıyor, burçlara inanıyor.”

Halbuki falcılık ve burçlar temelsiz ve akıldan uzak, bilime aykırı, makul olmayan şeylerdir.

Ormanda kaybolan o kadıncağız “cadılık eğitim almış” deniyor. Para kazanma uğruna "cadılık eğitimi ha!” Bunun tam adı, "alçaklık, adilik eğitimi." Bu toplum ne halde böyle?

Falcılık, cadılık eğitimi veren o kadın gözaltına alınmış. Yetmez. Bu şekilde falcılık, astroloji, burç ve benzeri konularda eğitim veren ya da falcılık, burç işleri gibi batıl, hurafe işler yapan tüm yerler kapatılmalıdır.

Geçen gün bir vesile ile denk geldim. TV’de miydi, sosyal medyada mıydı hatırlamıyorum. Burçları anlatan, burç üzerinden para kazanan, sözde bilim sanılan aslında uydurma olan astroloji uzmanı kadın “filanca filanca burçlar 6 ay içinde kazanacaksınız, sizi güzel günler bekliyor” diye kendinden geçmiş heyecanlı heyecanlı anlatıyordu. Kadın batıl, yalan dolan olan işini o kadar heyecanlı ve inanmış anlatıyordu ki, “bizim Hak davamızı anlatmamamız nerede, şu kadının batıl, yalan işini böyle ballandıra ballandıra anlatması nerede” diye tefekkür ettim. Gerçekten İslam’ı anlatamadığımız için üzgünüm.

Yazımın en sonunda, şu ayet-i kerime ile şu hadis-i şerifi dikkatlerinize sunuyorum.

"Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları şeytanın işinden olan pisliklerdir. Bunlardan sakının; umulur ki kurtuluşa erersiniz." (Maide Suresi, 90)

"Kim, çalıntı veya yitik bir malın yerini haber veren kimseye, falcıya (arrâfa) gidip ondan bir şey sorar, söylediğini de tasdik ederse, o kişinin kırk gün hiçbir namazı kabul olunmaz." (Hadis-i Şerif)

Ahmet SANDAL

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • İNSAN OLMAK MI? / BEŞER KALMAK MI? - 18 Mayıs 2025
  • RUH VE AKIL / NEFİS VE ZEKA : İNSAN YA DA BEŞER - 16 Mayıs 2025
  • BEYAZ SAÇLAR MÜSLÜMANIN NURU'DUR - 11 Mayıs 2025
  • AİLE YILINDA TOPLUMSAL HUZURA DAİR GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİM - 07 Mayıs 2025
  • ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE PARA VE TERÖR İLİŞKİSİ - 05 Mayıs 2025
  • HERKES KENDİNE YAKIŞANI YAPAR / KALİTE TESADÜF DEĞİLDİR - 02 Mayıs 2025
  • TÜRKİYE'DE BELEDİYECİLİK: BOYA-BADANA - 28 Nisan 2025
  • KONYA – İSTANBUL HIZLI TRENİNDE TEMAŞA VE TEFEKKÜR - 25 Nisan 2025
  • KARAMAN – KONYA ARASINDA TREN'DE YAZIYORUM - 23 Nisan 2025
  • İNSAN = TOPLUM /  TAŞ = DUVAR - 21 Nisan 2025
  • DİNİN MUHATABI İNSANDIR / İNSANIN MUHATABI DİNDİR - 16 Nisan 2025
  • EDEBİYAT YAPMAYIN/SAVAŞ İÇİN GEREĞİNİ YAPIN - 14 Nisan 2025
  • ALLAH KİMSEYİ SUSUZ BIRAKMASIN - 12 Nisan 2025
  • "VEHN" VE "O-NUR-SUZLUK" - 09 Nisan 2025
  • TÜRKİYE'DEKİ SEÇMENLER VE SINIF BİLİNCİ - 04 Nisan 2025
  • İNSANLIĞIN DÜŞMANI: İSRAİL VE ONUN YARDAKÇISI ABD YÖNETİMİ - 01 Nisan 2025
  • BİR HÜZÜNLÜ BAYRAM DAHA YAŞADIK - 31 Mart 2025
  • TÜRKİYE'DE DERİN DEVLET Mİ VAR? DERİN MİLLET Mİ VAR? - 26 Mart 2025
  • RAMAZAN AYI'NDA YAZDIĞIM SON İKİ ŞİİRİM - 25 Mart 2025
  • DEMOKRASİ Mİ İSTİYORSUNUZ? ANARŞİ Mİ İSTİYORSUNUZ? - 23 Mart 2025
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 47
Köşe Yazarları
Susuzluk Altyapının Bedeli Olmamalı
HALİL HINAZ
Susuzluk Altyapının Bedeli Olmamalı
Ahmet Süreyya DURNA
Ahmet Süreyya DURNA
NEYDİ O KÂBUSLU YILLAR
BÜYÜK LOKMA YE AMA BÜYÜK SÖZ KONUŞMA!
İLKER YİYEN
BÜYÜK LOKMA YE AMA BÜYÜK SÖZ KONUŞMA!
AHMET SANDAL
AHMET SANDAL
İNSAN OLMAK MI? / BEŞER KALMAK MI?
Oğuz Karakoç
Oğuz Karakoç
Cahit Paköz ve KİPAŞ Eğitim Kurumlarının Başarısı
YUSUF POLAT
YUSUF POLAT
Karagümrük taraftarının hayali gerçek olur mu?
Ramazan AYDIN
Ramazan AYDIN
İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI, DÜŞENİ HAVADA YAKALAYACAK KİŞİ DEĞİLDİR!
Sevgisizliğin Dilini Konuşmak
BEKİR DOĞAN
Sevgisizliğin Dilini Konuşmak
HELAL TİCARET MEDENİYETİ OLARK İSLAM
Mustafa SAYLAK
HELAL TİCARET MEDENİYETİ OLARK İSLAM
SORUMLULUĞUN IŞIĞINDA YAŞAMAK;TEFEKKÜR
Mehmet Akpınar
SORUMLULUĞUN IŞIĞINDA YAŞAMAK;TEFEKKÜR
Çok Okunan Haberler
Ecz. Dr. Bahtiyar Murat Aras, Türk Ocakları Kahramanmaraş Şubesi'nin Yeni Başkanı Oldu
Ecz. Dr. Bahtiyar Murat Aras, Türk Ocakları Kahramanmaraş Şubesi'nin...
İçimizden Biri” Projesi Kapsamında Doktor Mustafa Eren Öğrencilerle Buluştu
İçimizden Biri” Projesi Kapsamında Doktor Mustafa Eren Öğrencilerle...
BAŞKAN SARI’DAN SAĞLIK İÇİN ÖNERİ: BALIK TÜKETİN!
BAŞKAN SARI’DAN SAĞLIK İÇİN ÖNERİ: BALIK TÜKETİN!
Ana Sayfa
GÜNCEL
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
İLÇE
SİYASİ
EĞİTİM
SAĞLIK
SPOR
DÜNYA
DİN
BÖLGESEL
MEDYA
İNTERNET
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Vefatlar
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
MEDYA GAZETESİ - KahramanMaraş'ın Yerel ve Güncel Haber Siteniz
İsmet Paşa Mahallesi Azerbaycan Bulvarı Basın Evi Girişi N: 27/1 Giriş Kat N: 18 Dulkadiroğlu/KAHRAMANMARAŞ
[email protected]
0 (344) 224-3472
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri
sanalbasin.com üyesidir

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim