DAHA NE OLSUN
Ey zavallı Dünyaperest!
Fark mı arıyorsun?
Ben umut taşıyorum yüreğimde.
Sen karanlık bir mağara taşıyorsun belleğinde.
Bundan büyük fark mı olur?
Daha ne olsun!
Ben Nur iklimine kanat açıyorum.
Kanatlarım doğu ile batı kadar.
Sen yarasa gibi bir o yana, bir bu yana çarpıyorsun.
Ufkun iki duvar.
Bundan büyük fark mı olur?
Daha ne olsun!
Ben uçsuz bucaksız bir deryada kulaç atıyorum.
Sen bir bataklıkta çırpındıkça çamura batıyorsun.
Bundan büyük fark mı olur?
Daha ne olsun!
Ben sonsuzluğun sahibine teslim olmuşum.
Ne gelirse ondan gelir,
“Lütfu da hoş, kahrı da hoş” diyerek huzur bulmuşum.
Sen Dünyayı sahipsiz sanmakla gaflete dalmışsın.
Bütün dertleri, kederleri üzerine almışsın.
Bundan büyük fark mı olur?
Daha ne olsun!
Ben “Allah, Allah, Allah” zikrindeyim,
“Kader var, keder yok” fikrindeyim.
Sen kafanda binbir gel-gitlerle,
“Para, para” diye, paralanıp gideceksin.
Bundan büyük fark mı olur?
Daha ne olsun!
Ben elimden geleni yapıp, çalışmalarımı bitirip,
Tevekkül ediyorum.
Sen hırs ve açgözlülükle yakıp yıkıp kül ediyorsun.
Bundan büyük fark mı olur?
Daha ne olsun!
Ben güzel rüyalarla haşır neşirim,
Sen kabuslarla uyanıyorsun.
Bundan büyük fark mı olur?
Daha ne olsun!
Ben içi dışı bir insanım.
Sen dışı süslü, içi küflü bir insansın.
Bundan büyük fark mı olur?
Daha ne olsun!
Ben selam diyarında, sonsuzluğa talibim.
Sen zevale, yokluğu talipsin.
Bundan büyük fark mı olur?
Daha ne olsun!
Ey zavallı Dünyaperest!
Fark mı arıyorsun?
“Benim ölüşüm, gülüşüm olacak.”
Senin içine sonsuz hüzün dolacak.
Seni çok sevdiğin Dünya, er-geç sırtından atacak.
Bana çok sevdiğim melekler kucak açacak.
İnşaallah.
Bundan büyük fark mı olur?
Daha ne olsun!
“Benim ölüşüm, gülüşüm olacak.
Elhamdülillah.
Daha ne olsun.
17.12.2014, Ankara.
“Şeb-i Arus geldi gönlüme. Tevafuk, bugün Mevlana Hazretlerinin Ölüm Yıldönümü.Allah rahmet eylesin.”
Ahmet SANDAL