Bir zamanlar şehrimiz İstiklal Madalyası almış tek şehirdi. Kurtuluş savaşı sonrasında Meclisten gelen, şehrinizde, Kurtuluş Savaşına katılanları bildirin yazısı üzerine, şehrimizde kurtuluş savaşına katılmayan bir tek fert yoktur. Cevabı TBMM İstiklal Madalyasını fertlere değil tüm şehre verme kararı almıştır. Kısacası Kurtuluş savaşında şehrimiz insanı yaşlı, genç, kadın çocuk demeden canlarıyla mallarıyla kısıtlı imkânlarla vatan taarruzuna geçmiş, içindeki vatan ve iman aşkıyla Fransız işgalini sonlandırmış sonrasında ise komşu illere yardımlara gitmiştir. Maraş'ın Kurtuluş Savaşı’nda şehir halkı ile birlikte topyekûn direniş göstermesi ve çevre vilayetlerin yardımına koşması büyük takdir toplamış ve Maraş şehri Milli Mücadeledeki fedakârlığından ötürü TBBM tarafından "KAHRAMANLIK" payesiyle ödüllendirilmiştir.
Bunları niye mi anlatıyorum. Biraz sabredin.
15 Temmuz Darbe girişimi sonrasında halkın demokrasiye sahip çıkma iradesiyle darbe girişimi önlenmiş ve bu darbe girişimi neticesinde 241 şehit ve binlerce yaralı verilmiştir.
15 Temmuz'un "Demokrasi ve Şehitler Günü" olması ve resmi tatil ilan edilmesi için yasa teklifi hazırlandı ve meclise sunuldu. Aynı teklifin içerisinde yer alan Ankara’nın Kazan İlçesine 15 Temmuzda (Bu İlçemizde 15 Temmuzda, Fetö askerleri tarafından 9 sivil vatandaşımız şehit edildi, yaklaşık 70 yaralımız vardı) göstermiş oldukları onurlu mücadele için ‘Kahramanlık’ unvanı verilmesi de var. Bu yasaya ilk imza Başbakan tarafından atılmıştır. Diğer Milletvekilleri tarafından da imzalandıktan sonra yasalaşacaktır.
Benim burada Kahramanmaraşlı olarak itirazım var. İtirazım bu ilçeye bir unvan verilmesine değil, yıllar önce Kurtuluş savaşı sonrasında göstermiş olduğu mücadele sonrasında İlimize verilen KAHRAMAN unvanının verilmesine…
Sakın yanlış anlaşılmasın, 15 Temmuzla, Kurtuluş savaşını kıyaslamıyorum. 15 Temmuzda Kazan halkının vermiş olduğu mücadeleyi de küçümsemiyorum. 15 Temmuz gecesi akıncılar hava üssünden kalkan F16 ‘ların Ankara’yı bombaladığı saatlerde hava üssüne girip çıplak elleriyle darbecilere karşı vermiş olduğu mücadeleyi, Kazan halkının o gece tüm ülkenin kaderinin değişmesinde büyük rol oynadığını bende biliyorum.
Benim itirazım daha önce verilen (Kahraman, Gazi, Şanlı) unvanlarının sanki kıyaslama yapılıyor gibi tekrar başka illere ve ilçelere verilmesidir. Dilimizde başka unvan mı yok?
Mesela, Kahramanla eş anlamlı olan (Yiğit, Alp, Batır, Hamaset Vb) unvanlar verilsin. Veya başkaca unvanlar,
Mecliste 8 tane milletvekilimiz var, buna bir tanesi itiraz etmedi. Kahraman unvanı bizim şehrimize verilmiş, yıllardır şehrimiz bu unvanla tanınmakta bu ilçemize de, başka bir unvan verelim diyemediler. Daha da kötüsü ilimiz insanları bu durumu hiç yadırgamadılar. 2008 yılına kadar Madalyalı tek şehirken, Kurtuluş savaşından 88 yıl sonra, 2008 yılında komşu ilimiz Gaziantep’e de İstiklal madalyası verildi. Aynı mücadeleyi veren Şanlıurfa unutuldu.
Yine kimse yadırgamadı. Adil ve adaletli olmak gerekirse Şanlıurfa’ya da verilmesi gerekirdi. Yada Kurtuluş savaşını bizzat yaşayan, gören 1925 Yılı TBMM kararı olduğu gibi bırakılmalıydı.
Anlatmaya çalıştığım madalya ve unvan kavgası değil, yıllar önce verilen madalyaların ve unvanların sürekli tekrarlanması ve basite indirgenmesidir.
Şehrimiz tarihini kitaplara, ansiklopedilere sığdıramayanlar, dedelerimizin ninelerimizin kahramanlık destanlarıyla övünenler bu gün adeta sus pus oldular. Ülke bizim ülkemiz, vatan bizim vatanımız, her karış toprağı şehitlerimizin kutsal kanlarıyla sulanarak bizlere vatan olmuştur. Hiçbir yerini ayrı gayri tutmuyoruz elbette.
Anlatmaya çalıştığım, Kurtuluş savaşında da tüm Türkiye KAHRAMANLIK destanı yazdı. Ama verilen unvanların bir ayrıcalığı olsun, birbirine karışmasın diye mücadelenin yoğun yaşadığı illere çeşitli (Kahraman, Gazi, Şanlı) unvanlar verildi. Hepsine aynı unvan verilmedi. Bu durumda da pekâlâ başka unvanlar verilebilirdi.
Dostça ve Dostça KALIN…