Artık Ülkemizde ve şehrimizde olan iyi ve kötü olaylara insani olarak üzülüp, insani olarak sevinmiyoruz. Sevinçlerimizden acılar yaratıyoruz, acılarımızdan siyasi malzeme. Bütün olaylara ön yargıyla, insani duygulardan uzak tamamen kendi siyasi ve taraf olduğumuz görüşlerle bakıyoruz. Olayları kendimizce ve inanış ve görüşlerimize göre analiz edip içimizde sentezlemeye çalışıyoruz. Tüm halkımız siyasetçi, bir cemaate mensup bir birey, herkes eleştirmen, herkes konuya bir taraftan taraf oluyor. Yaşadığımız acı ve sevinçlerimizde dolayısıyla insani olmuyor. Bu durumda bizi birbirimizden uzaklaştırıyor, ayrıştırıyor. Hiçbir zaman insani duygularımızı fanatizmden uzak tutamıyoruz. İlk sıraya insani duygularımızı koyamıyoruz.
İki üç gün önce Adana Aladağ’da yaşanan yurt faciasında da birçok insan yine aynı tutumu gösterdi. Kimi devleti suçladı, kimi yurt görevlilerini, kimi itfaiyeyi, kimileri de olayın arkasında kirli eller var dedi. Bir çok kimse genç yaşta yangında yanarak sönen fidanları görmedi.12 Ocağa evlat acısı ateşi düştüğünü ve ailelerin acılarını tahmin bile etmedi. Hatta yapılan eleştirilerle ailelerin acılarını biraz daha perçinlediklerinin farkına bile varmadılar.
Siirt’te yaşanan göçük olayında da maalesef durum aynı idi.
Elbette yaşanan olayla ilgili gerekli araştırmalar, çalışmalar yapılsın. (yapılıyor da), yaşanan olaylarda ihmalleri olanlar bulunsun ve cezalandırılsın. Bunu yapacak olanlar da emniyet güçleri hakim ve savcılarımızdır. Bizler bir vatandaş olarak neredeyse buralara kadar müdahale edip, acımasızca eleştiriler yapıyoruz. Üzerimize almamız gereken vazifelerden kaçıp, vazifemiz olmayan yerlerde ahkâmlar kesiyoruz.
Birçok vatandaşımız ve gencecik çocuklarımız ölmüş, bu acıları ülke olarak birlikte paylaşmamız gerekirken, bizler bu ölümler ve acılar üzerinden siyaset yapıyoruz. Hemde bir vatandaş olarak…
Bu durumda bu acılı aileleri bir düşünün, acılarının üzerine acılarını katmerliyoruz. Böyle durumlarda tüm düşüncelerimizi resetleyerek insani duygularla bu acılara ortak olmamız gerekirken,insanlığımızı nereye bıraktık ise hangi düşüncelere peşkeş çektik ise bir türlü bulamıyoruz.
Gerek Göçük altında, gerekse yurt içerisinde hayatını kaybeden insanlarımıza Allahtan rahmet, acılı ailelerine sabırlar diliyorum. Ülkemizin başı sağ olsun. İnşallah bu yaşanan acılarımız son olur.
Hoşça ve DOSTÇA Kalın…
Abdulkadir YILMAZ