Her yılsonu birçok insanın merakla beklediği asgari ücret zam konusu bu yılda tam bir muamma…
Ülkemizde asgari ücretle çalışan sayısı 6-7 milyon civarında. Bir de bunların ailesi düşünüldüğünde 20-25 milyon kişi asgari ücretle geçimini sağlıyor demektir. Hal böyle olmasına rağmen halen asgari ücrette taam anlamıyla bir iyileştirme yapılamadı, yapılmıyor. Asgari ücretlinin durumu tam bir çelişkiler yumağı,
Asgari ücret belirleme komisyonu işçi, işveren ve devlet temsilcilerinden oluşuyor. Eğer bu komisyonda Tüik istatistikleri ya da enflasyon oranı göz önünde bulundurularak belirleniyor zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. İşçi ve işveren sendikaları kendi aralarında uzlaşmaya vardıkları artış miktarı asgari ücreti belirliyor. İşin ilginç tarafı ise asgari ücreti belirleme komisyonundaki sendika başkanlarının maaşları 5 ila 10 Bin TL arasında…
Bu sendika başkanlarının 1.300 TL ile geçimini sağlayan asgari ücretlileri anlamaları bekleniyor.
İşin diğer bir ilginç tarafı ise Dünya Sağlık örgütünün belirlemiş olduğu yoksulluk sınırı asgari ücretin üstünde kalıyor. Yani bu gün asgari ücretle geçinen aileler yoksulluk sınırı altında yaşamlarını ikame ettiriyorlar.
Türkiye de gayri safi milli hasıla içinde kişi başına düşen milli gelir 9.364 Dolar, yaklaşık 33 004.35 TL. Peki asgari ücretli, burada bahsedilen milli hasıla içindeki kişiler arasına girmiyor mu? Giriyorsa bu meblağ niye asgari ücretlinin cebinde değil. Kısacası gelir dağılımında da çok ciddi bir adaletsizlik var. Birileri yoksulluk sınırı altında yaşam mücadelesi verirken, birileri sevgilisine doğum gününde ada satın alıyor.
Asgari ücretli her ay bir mucize gerçekleştiriyor. Değme matematik profesörlerinin içinden çıkamayacağı bir mucize. 1.300 TL ile yaşamını sürdürüyor.
Ev kirası veriyor.
Fatura yatırıyor.
Vergi veriyor.
Çocuk okutuyor.
Boğaz besliyor.
Yalnız 2016 yılındaki gibi bir iyileştirme yapıp arkasından yapılan zamlarla asgari ücretliyi daha da zor duruma düşüreceklerse hiç zam yapmasınlar daha iyi. 900 TL den 1.300 TL ‘ye çektiler asgari ücreti, fakat gerek ülkemizin mülteci sorunundan kaynaklanan sebeplerden, gerekse ev sahiplerinin işgüzarlığından 250- 300 TL olan ev kiraları 400 – 500 TL oldu. Birde başka alanlardaki yapılan zamlar üstene eklenince asgari ücrete zam yapılmamış oldu. 900 TL ile satın alabildiklerini 1.300 TL ile alamaz duruma geldi. Paranın alım gücü düştü kısacası.
Bu gün asgari ücretliler ayı çıkarabilmek için kuruşun hesabını yapmaz zorundalar. Ülkemizde aydın geçinen kesim Ülkemizde kitap okunmadığından, sinemaya tiyatroya ilgi gösterilmediğinden yakınıyor. Bu ülke de birçok kişi sabah bakkaldan aldığı ekmeğe sarılı gazeteyi çıra niyetine sobayı tutuşturmak için kullanıyor. Toplu taşıma araçları 2 TL diye gerekmedikçe evden çıkmıyor, zorunlu haller olmadığı sürece gidip gelecekleri yerlere yaya gelip gidiyorlar. Bu durumdaki insanların nasıl olurda sosyal aktivitelere para ayırmalarını beklersiniz. Bahsettiğiniz bu sosyal aktiviteler birçok aile için lüks sayılıyor bu memlekette. Kuruşun hesabının yapıldığına inanmayalar, mağazaların ve dükkânların vitrinlerindeki etiketlere baksınlar.( Kazak 19,90, Pantolon 29,90 ) Çaktın köfteyi…
Asgari ücretin belirlenirken enflasyon oranının dikkate alınmadığını ise 2017 yılı asgari ücretinden göreceğiz. 2016 yılı ortalama enflasyon oranı yüzde 7,28 olarak belirlendi. Asgari ücrete yapılacak zammın yüzdesini gördüğümüzde ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz. Hoşça ve DOSTÇA Kalın…