Dünkü dünya basınının da yakından takip ettiği ABD – TÜRKİYE zirvesi toplantısında deyim yerinde ise akıllı adamlarla (a)kıllı adamların sınavı verildi. Bir yandan teröre karşıyız diyen ABD bir anlamda Terörist grupları (Ypg - Pyd – Daeş – Işıd) dünya gündemine taşıdı. Bir anlamda terör propagandası bile yaptı diyebiliriz. Şimdi merak konusu ise bu kadar şımartılan terör gruplarının, bundan sonra sahneden nasıl indirileceğidir. Sürekli en güçlü müttefikimiz diye methiye düzdükleri Ülkemize karşı terör gruplarının silahlandırılmasında geri adım atmayan Abd’nin bu terör gruplarından demek ki Türkiye ile olan çıkarlarından daha fazla bir çıkarı var. Türkiye’nin kırmızıçizgileri belli ama yine de bu çizgilerin esnetilerek “stratejik Ortaklık” vurgusunun yapılması hiç de inandırıcı olmadı.
Dünyanın yeni savaş stratejisinin terör grupları üzerinden verildiğini daha önceleri de yazmıştım. Sözde bir terör örgütünü terbiye etmek için başkaca terör gruplarının kullanılması ne akılcı, siz karar verin. Ama sizin için savaşan bir taşeron bulmuş iseniz savaşın kaybedeni olmayacağınız kesin. Çünkü savaş sizin sahanızda yapılmıyor ve alanda sizin askerlerinizde yok. Kazanan taraf hep sizsiniz.
Tarihi zirve için içişleri Bakanlığı Ypg ve Pyd’nin Pkk’nın uzantısı olduğu yönünde çok kapsamlı bir rapor hazırladı. Ne için ABD’yi bu grupların terör örgütü olduğunu göstermek için, onlarda kendi kurdukları grupların kim olduğunu bilmiyordu ya… Doğu ve güneydoğu da PKK ‘ya vurulan ağır darbeyi, Suriye de Ypg ve Pyd’ye verdikleri destekle orantılamaya çalışıyorlar. Farkında olmadan Pkk’nın arkasında da kimler olduğunu bir anlamda ikrar etmiş oluyorlar.
Türkiye’nin diğer bir kırmızıçizgisi ise Fetö terör örgütü liderinin Türkiye’ye teslimi ve Abd’de bu grubun faaliyetlerine son verilmesi idi. Ancak gelin görün ki tarihi zirve ile aynı gün ABD’nin en saygın gazetelerinden The Washington Post, konuk yazar Fetullah Gülen’in “Artık Tanımadığım Türkiye” başlıklı günah çıkarma yazısını yayınlıyor. Yazıyı okuyan kim olursa olsun etkilenmemesi mümkün değil, hatta darbe bizzat Gülen’e yapılmış sanır.
Abd’de yalan söylemeyeni vatandaşlıktan atıyorlar sanki Beyaz sarayda yalanlara devam ettiği gibi…
Bu kadar yalan karşısında Türkiye’de mış gibi, miş gibi yapmak zorunda kaldı. Türkiye kucağındakileri dökmek için, küresel zemin kaymasının doğuya doğru olduğu kanaatiyle önce Çin’e gitti. Çin ile yakınlaşmasını göstererek Euro bölgesi olmaz ise bizde Türkiye olarak doğu ülkeleri(Rusya- Çin- Hindistan) ile yolumuza devam ederiz. Mesajı verdi. Bu mesajın ABD ve Batı ülkeleri tarafından ne kadar dikkate alındığını da önümüzdeki günler gösterecek.
Böylesine küresel bir arena da, terör gruplarını dünya gündemine taşımayı becerebilen silah tüccarları ve para babaları bu zirve görüşmesinden, arka planda en mutlu ayrılan kesimlerdi diyebiliriz.
Ne diyelim en azından Beyaz Saray Türkiye ye demokrasi satmaya kalkmadı. Biliyorsunuz ki kendilerinde yok ama ellerinde olmayan demokrasiyi orta doğuda bol keseden dağıtan bir devlet ABD.
Hoşça ve DOSTÇA kalın.