BENZER BU KÂLBİM*
"Allah mahzun kalplerdedir
ve mahzun kalpleri sever." (Hadis-i Şerif)
Delicesine sevdalı, delicesine vurgun.
Rüzgarın değmediği göl kadar durgun
Sürekli bekleyişlerden bitkin ve yorgun,
Bir ızdırap yumağına benzer bu kâlbim.
Gittiği yollar bütünüyle çalı ve diken.
Gezdiği yerlere karış karış hasret eken.
Derdi, kederi hep üstüne üstüne çeken.
Bir ızdırap odağına benzer bu kâlbim.
Ezelden yazılmış, hepsi de bir kaderde.
Ezelden giriftar olmuş, çileye ve derde.
Hepsi tek noktada, hepsi tek bir yerde.
Bir ızdırap otağına benzer bu kâlbim.
Kimi zaman ufka doğru dalgın bakan.
Kimi zaman hiddetli şimşek gibi çakan.
Kimi zaman çılgın bir nehir gibi akan.
Bir ızdırap yatağına benzer bu kâlbim.
Her gelen gün hüznüne hüzün ekler.
Yine de yılmaz, umut içinde bekler.
Solar bahçesindeki rengarenk çiçekler.
Bir ızdırap bağına benzer bu kâlbim.
İçten içe doğrudur bu görüş, bu bakış.
Hüzün ve keder, ruhunda nakış nakış.
Bütün mevsimler ya sonbahar, ya kış.
Bir ızdırap çağına benzer bu kâlbim.
Bilir ki, mahzun kâlplerdedir Allah.
İşte bundan kaplamıştır içini felah.
Alev alev yansa da duyulmaz bir ah.
Bir ızdırap çerağına benzer bu kâlbim.
Kelimelerde saklıdır ahval ve durum.
Artık gerekmez hiçbir ayrıntı ve yorum.
Aşılmaz, dört tarafı yüksek bir uçurum.
Bir ızdırap dağına benzer bu kâlbim.
Ahmet SANDAL