Zabıtalar için, yönetmeliklere baktığımızda yasalar çerçevesinde halkın huzuru ve refahı için her türlü görevi yaparlar. Elbette burada tek tek zabıtaların görevini saymayacağım. Yalnız uygulamaya baktığımızda zabıta memurlarının birçok alanda eksik kaldığını söyleyebiliriz. Caddelere baktığımızda, cadde üstündeki dükkânların, esnafların dükkân önlerine , (yaya kaldırımına) dizdikleri eşyaları, yaya kaldırımın hemen hemen birçok yerini işgal ettiklerini görürüz. Ne hikmetse bu durum yayaların kaldırımları kullanmasını olumsuz yönde etkilediğini herkes görmezden geliyor. Artık öyle bir hal aldı ki yayalar bile bu duruma alıştı. Kaldırımları kullanmak yerine araç trafiği için ayrılan yollarda yürümeye başladı. Hatta nerede olursa olsun, bir insan kaldırımı kullanmak yerine yolun ortasında yürüyorsa bilin ki bu kişi şehrimiz insanıdır, diye kalıplaşmış bir inanışa sahibiz. Ama bu durumun sorumlusu yolun ortasında yürüyen halkımız insanı değil, kaldırımları işgal eden esnafların ve bu duruma göz yuman yetkililerin ayıbıdır.
Gelelim sağlık alanında zabıta memurlarımızın görevlerine; normal şartlarda esnafların bilhassa yiyecek üreten satan iş yerlerinin belirli aralıklarla denetlenmesi gerekir. Ama bizler sadece bu denetlemelerin rutin haline geldiği ramazan aylarında görebiliyoruz. İçme suyumuzun hijyeni, kalitesi kuşkusuz söz gerektirmez bir gerçektir. Yine geçmiş dönemlerde merkezde ve ilçelerimizde yaşanan su kirliliğinin önlenmesi ve korunması da yine aynı memurlarımıza aittir.
Seçim dönemlerine yakın şehrimizde kaçak yapılaşmanın arttığına hepimiz şahit olmuşuzdur. Hatta halkımızda seçim dönemlerinde denetlemelerin olmadığı yönünde genel bir kanı oluşmuştur. Oluşan bu kanı maalesef ki gerçekleri doğrular niteliktedir. Önümüzde referandum seçimleri var. Bu seçimleri fırsat bilenler bırakın ruhsatsız inşaat yapmayı, Bakanlıkça SİT alanı ilan edilmiş yerlerde kaçak inşaatlar yapmakta veya ikinci kat çıkmaktadırlar. Seçim sonrasında bu yapıların durumu ne olacak derseniz, malumunuz…
Trafik konusuna geldiğimizde daha önce dolmuşların hizmet verdikleri dönemlerde dolmuş kâhyaları tarafından yapılan denetleme ve düzenlemeleri, şehrimizde dolmuşların kaldırılıp yerlerine halk otobüsleri getirilince zabıta memurları tarafından yapılmaktadır. Otobüslerin denetleme ve düzenleme yapan zabıtaların otobüs duraklarına yakın yerlerde trafiğin tıkanmasını görmemesi, müdahale etmemesi de ayrı bir düşündürücü olay. Yönetmelikte zabıtaların trafiğin düzenlenmesinde ve denetlenmesinden tutunda uygunsuz yapılan parklara kadar yetkisi vardır. Hoş bu konuda bu memurları da hoş görmek gerekir. Bağımsız yargı tarafından (DANIŞTAY) yoldan park ücreti alınamaz kararı olmasına rağmen Belediyemizce halen Bankomat işçileri tarafından araçlara park ücreti yazması, ödenmemesi durumunda plakalara yazılan bu park ücretlerinin er ya da geç karşımıza çıkması açıklanabilir bir durum değil. Yargının vermiş olduğu karar karşısında diretilmesi, park ücretlerinin iptal edilmesi gerektiğini söylediğimizde de sizde gidin yargıya müracaat edin denilmesi bizler için bile açıklanamaz bir durum iken, Zabıta memurlarınca nasıl bir kabul görme olması beklenirki…
Elbette burada niyetim kimseye işini ve görevini öğretmek değil, böyle bir şey haddimizi aşar. Yalnız yaşanan aksaklıklar artık çekilmez bir hal alınca dillendirmek yazmak zorunda hissediyorum kendimi. Ailemizle rahat rahat bizler için ayrılmış yaya kaldırımında yürüyemiyoruz. Esnafa bir şey dediğimizde kaldırıma işgaliye ücreti ödediğini söylüyor. Ne kadar doğru bilmiyorum ama Büyükşehir olmuş bir kente bu küçük meselelerin sorun olması yakışmıyor.
Hoşça ve DOSTÇA Kalın…
Abdulkadir YILMAZ