Eskiden bir yandan müttefikimiz olan, bir yandan da arkamızdan gizliden gizliye kuyumuzu kazan Avrupa ülkeleri ve toplulukları bu günlerde açıktan açığa Türkiye düşmanlığı yapmaya başladı. Altında yatan sebeplere gelince tek bir sebep göstermek yeter aslında. Olimpos dağının çocuklarının, Hıra dağının çocuklarını istememeleri. Kalan ne varsa bu ikilem içerisinde koyabiliriz. Meselenin özü budur.
Bu gün Türkiye düşmanları bir araya gelerek beraber saf tutmaktadır. Bunla da yetinmeyip Ülkemizin ne kadar dostu ya da yakınlaştığı ülke var ise buralarda kargaşa yaratmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Kısacası her şey mubah.
İran, Suudi Arabistan ve Yemen arasında savaş çıkarmak. Bu arada hemen unutmadan hatırlatayım. ABD’nin en büyük silah sattığı üç ülke bunlar. Yani kısaca hem silah satışı yapılıyor, hem de bu silahları birbirleri üzerinde kullanmak için uygun zemin.
Şöyle bir etrafımızdaki ülkelere bir bakın, Irak halen ABD’nin yapmış olduğu enkazdan kurtulma çabasında, Suriye’yi anlatmaya gerek yok, her şey dünyanın gözleri önünde oluyor. Buralarda sonradan peyda olan terör gruplarının amaçlarını ve nereye hizmet ettiklerini söylemeye gerek yok. İran halen hem Avrupa ülkeleri tarafından hem de Müslüman ülkeler tarafından en büyük hedef olarak gösteriliyor. Sebeplerin arasında belki de en can alıcısı Türkiye, İran ve Rusya birlikteliği ile Suriye ortak hareket edilme kararı yatıyor. Lübnan, Libya, Mısır, Pakistan, Katar bu ülkeleri anlatmaya gerek yok, buralarda yaşanan krizler halen sıcaklığını ve kafalardaki tazeliğini koruyor.
Gelelim Ülkemize, sınır komşularındaki ülkelerde ölüm ve terörün kol gezdiği, Müttefiki olduğu Avrupa ülkelerinden açık ve alenen düşmanlık derecesine varan eylemlere maruz kalan, dışarıda ekonomi ve külhanbeyi siyasetiyle, içeride terör ve türevleri ile mücadele eden bir Ülke, Türkiye…
Sürekli kırmış olduğu zincirlerle ve prangalarla yeniden baskı altına alınmaya çalışılan, sürekli yeniden boyunduruk altına sokulmaya çalışılan, içeriden ve dışarıdan gelen gözdağı ile terbiye edilmeye çalışılan bir Ülke, Türkiye
İktidar partisinin Atatürk’e yakınlaşmasının hemen ardından NATO tatbikatı esnasında hedeflere Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan resimleri asıldı. Bugüne kadar dış siyasette olan karmaşaları Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı olarak algılayanlar anladılar mı? Oyunun daha büyük olduğunu ve hedefin Türkiye olduğunu. Üyesi olduğumuz bir ülkeler topluluğu yapıyor bunu. Kaldı ki Türkiye aynı zamanda Avrupa konseyi, NATO, OECD, AGİT ve G-20 üyesi olduğu düşünüldüğünde varın düşmanlarımızın sayısını siz düşünün.
Akabinde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, hafta sonu Kanada'da gerçekleştirilen güvenlik forumuna konuşmacı olarak davet edildi. Akar'ın konuşması öncesinde forumun sosyal medya hesabında paylaşılan 15 Temmuz sabahında Hulusi AKAR’IN boynunda ip izinin olduğu resmi konuldu.Gelen eleştireler sonrasında kaldırıldı da verilmek istenilen mesaj net.NATO skandalı türevleri biz (Buradayız) dediler.
Diğer bir konu, 15 Temmuz darbe kalkışması ile istediklerini elde edemeyenler İranlı İş adamı Reza Zarrab üzerinden Türkiye ye ayar vermeye çalışıyorlar. Zaten Rıza Sarraf 15 Temmuz sonrası kendi, ayağıyla ABD’ye gidip fetöcü olduğunu her fırsatta kanıtlayan Abd savcısına teslim olduğunda anlamalıydık. 15 Temmuz darbe girişiminden önce Türkiye’nin adli sistemini neredeyse tamamen ele geçiren Örgütünün Amerikan adli sistemine de sızmış olduğu kimsenin aklına bile gelmedi. Şimdi ABD savcıları rıza Sarraf üzerinden sahte delil ve bilgilerle Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar.
Durum bu kadar açık ve göz önünde iken bu yaşanılanların başka başka yerlere çekilerek akıl bulandırmaya, gerçeği görmezden gelmeye gerek var mı? Hepimiz bu ülke de yaşıyoruz. Bu ülkeden başka da gidecek yerimiz yok. Milli şairimiz M. Akif ERSOY’UN da dediği gibi Kısaca demem o ki;
Sahipsiz Vatanın batması haktır,
Sen sahip çıkarsan bu Vatan batmayacaktır.
Hoşça ve Dostça KALIN…