Son günlerde şehrimiz yerel gazete ve gazetecilerine baktığımız da gazetecilerin kendi aralarında birbirlerine atıfta bulunarak tatlı sert atışmalarına şahit oluyoruz.
Memlekette başka hiçbir sorun kalmamış gibi birbirlerini eleştirip duruyorlar. Bu da cilala parlat şeklinin başka versiyonu olsa gerek. Ya da başkaca haber konusu kalmadı.
Rektörümüz, ilimizde basın mensuplarının yumuşak dil kullanmasından duyduğu sevinç ve mutluluğu dile getirirken farkında olmadan da aslında çok önemli bir konuya değiniyor.
Yerel gazetelerin ayakta durmasındaki yegâne etken Siyasi Partiler ve Belediyelerin verdiği tanıtım ve reklam gelirleri…
Kamuoyu ve özel sektörden alınan reklam geliri neredeyse yüzde birlerde… (Açın internet gazetelerine bir bakın) Bilhassa da reklam verenlere.
Okumadığımız içinde gazete alma ve abonmanlık hak getire olunca gazeteciler de kendilerini, ayakta tutan reklam verenlerine karşı ister istemez yumuşak bir dil kullanmak zorunda kalıyorlar, kanaatindeyim.
Örnek vermek gerekirse, yakın bir tarihte, Toplu Taşımada Temassız Biniş Dönemini haber yapan gazetelere baktığımızda cümle aynen şöyle başlıyordu. “Dolmuşların kaldırılarak, toplu taşıma otobüslerine sorunsuz bir şekilde geçişini yapan şehrimiz” şimdi buna kim inanır? Bu haberi yazan gazeteci ya toplu taşıma kullanmıyordur? Ya da …
Havalimanının terminal yenileme çalışmalarını her fırsatta manşetlerine taşıyanlar, övgüler methiyeler düzenler, iniş yapılacak pistin GPS hatası vermesi nedeniyle Gaziantep havaalanına zorunlu iniş yapılınca, aynı kişiler gazetelerden olmasa da sosyal medyadan feryadı figanı basıp, ilgileri yuhluyorlar.
Şehrimizde bir STK’nın kendince haber sitesi kurmasından rahatsızlığını dile getirenler, internet haberciliğinin bir takım kurallara ve şartlara bağlanması gerektiğini, önüne gelenin haber sitesi kurmaması gerektiğini savunanların bu gün birçoğu bırakın internet haberciğini televizyonunu kurduklarına şahit oluyoruz.
Bu ve bunun gibi durumlara şahit olunca ister istemez insan sormadan edemiyor. Sizleri kim KONUŞTURUYOR? Kim SUSTURUYOR? Diye
HOŞÇA ve DOSTÇA Kalın…