KİN VE HASET - KOLAYLAŞTIRMA

Çalışmak dinimizin emridir.

İŞ HAYATI VE AHLAK 

İmran KILIÇ

                Çalışmak dinimizin emridir. Bir Müslüman geçimini sağlamak ve kimseye muhtaç olmamak için çalışmak zorundadır. İnsanların çalıştığı kazanç yolları ve iş kolları farklıdır. Çalışıp kazanmakta dikkat edeceğimiz husus: Kazancımızı helal yollardan sağlamak ve rızkımıza haram karıştırmamaktır.

                Peygamber efendimiz (s.a.v.): “İnsanın malını nereden kazanıp, nereye harcadığından kıyamet günü sorguya çekileceğini bildirmiş, kazancına haram karıştıranlar hakkında şu uyarıda bulunmuştur: “Bir Müslüman’ı aldatan, yahut zarar veren veya hile yapan bizden değildir.” Çalışıp kazanırken doğru hareket edenler için de şu mesajı vermişlerdir: “Ticarette doğruluktan ayrılmayan kıyamet gününde de peygamberlerle beraber olacaktır.” Doğruluk Müslümanlıkta çok önemlidir. Müslüman’a yakışan, iş hayatında doğruluktan ayrılmamak, insanları aldatmaktan, karaborsacılıktan, kaçakçılığın her çeşidinden sakınmak, helal ve temiz yollardan kazanmaktır.

                Üreticinin görevi, hilesiz ve kaliteli mal üretmek; çalışanların görevi, kendilerine verilen işleri eksiksiz yapıp kendisine ve çevresine faydalı olmaktır.

KİN VE HASET

             Gizli düşmanlık beslemek demek olan kin de, kötü huylardandır. Hatta bunlar kötü huyların kaynağıdır.

                Kur’an-ı Kerim’de hasedin manasızlığından, (Nisa-54) ve hasetçinin hasedinden Allah’a sığınmaktan söz edilir.(Felak-1,5) Hadis-i Şerif’te de: “Aman ha! Hasetten sakınınız! Zira ateş odunu nasıl yakıp tüketirse, hasette iyilikleri öylece yiyip tüketir.  ”buyrulur. (İbni Mace)

                Hasedin çaresi her şeyi Allah’tan bilmek, (onda niçin varda bende yok) diye düşünmek yerine, (ona veren Allah bana da verir) diyerek kendine de istemek, bunu için Allah yolunda bulunmaktır.

                Bilelim ki dünya, insanlar için bir sınav yeridir. Varlık sınavının başarısı şükürle, yokluk sınavının başarısı ise sabırladır.

                Bir şeyi isterken ve elde etmek için çalışırken, “nasip ve kısmet” akıldan çıkarılmamalı ve hakkımızda hayırlısı ne ise onu istemeliyiz. Kin ve hasetten sakınma konusunda Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Birbirinize haset etmeyiniz, birbirinize kin beslemeyiniz, birbirinize yüz çevirmeyiniz! Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.”(Buhari-Müslim)

KOLAYLAŞTIRMA

                İslam dini, gerek ibadetlerde gerekse diğer işlerde ve insanların birbirleriyle olan münasebetlerinde, dinin ilke ve kurallarına aykırı düşmemesi şartıyla, daima kolaylaştırıcı olmayı öngörmüştür. Kur’an-ı Kerim’in bildirdiğine göre bizzat Allah Teala kulları hakkında kolaylık murat eder, zorluk istemez.(Bakara, 185) Kendisine saygılı olup emrine asi olmaktan sakınan kimsenin işini kolaylaştırır.(Talak, 4) Allah’ın kurduğu düzen içinde “Mutlaka her güçlüğün yanında bir kolaylık vardır.(İnşirah, 5-6-)

                İslam, kolaylık dinidir.(Buhari) buyuran, kendisinin de “kolaylaştırıcı bir öğretmen” olduğunu (Müslim) belirten Hz. Peygamber (s.a.v.) her zaman dinde kolaylıktan yana olmuş; hoşgörülü ve kolaylık dinini getirdiğini (Müsned) ifade etmiştir. Bazı sahabilerin gece-gündüz ibadet ederek dindarlık namına kendilerini ve ailelerini sıkıntıya sokmalarını uygun bulmadığını açıklayan Hz. Peygamber (s.a.v.) kendisinin hem ibadetlerini yerine getirdiğini hem de yeme-içme, istirahat, evlenme gibi diğer işlerini yürüttüğünü, bunun kendi sünneti olduğunu belirttikten sonra “Kim benim sünnetimden sonra uzaklaşırsa benden uzaklaşmış olur.”(Buhari) buyurmuştur.

                İslami bilgi kaynaklarında, alış veriş, evlenme, borç alıp verme, yeme içme gibi konularda kolaylaştırmanın, her türlü tutum ve davranışlarda da hoşgörülü olmanın önemi ve yararları üzerinde durulmuştur.

                Hz. Ayşe (r.a.)’nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.), farklı iki durumdan birini tercih etmesi gerektiğinde, eğer Allah (c.c.) tarafından konulmuş bir ölçü ve kural yoksa, bu iki durumdan en kolay olanını seçerdi. Ancak Allah’ın koymuş olduğu kanunların yerine getirilmesi hususunda da herkesten daha titiz davranırdı.(Buhari-Müslim)