Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Haberleri (3)

“Kitap İçin İlham Gerekli”

Şiir ve edebiyat günleri kapsamında ‘Bir Kitap Nasıl Yapılır?’ özel oturumunda konuşan Yazar Mevlana İdris, “Bilgi yeterli değildir. Aynı zamanda ilham da olmalıdır. Ne kadar editörlerin elinden de geçse kitabın yazarı tek kişidir” dedi.

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi 1.Uluslararası Kahramanmaraş Şiir ve Edebiyat Günleri, tüm hızıyla devam ediyor. Kültürpark Konferans Salonu’nda moderatörlüğünü Selim Somuncu’nun yaptığı söyleşide Yazarlar Abdullah Harmancı ve Mevlana İdris ‘Bir Kitap Nasıl Yapılır?’ üzerine konuştular.

Sadece Bilgi Yeterli mi?

Kitap yazmak için sadece bilginin yeterli olmadığına dikkat çeken Yazar Mevlana İdris, “Kitap yazmak için bilgi başlı başına yeterli değildir. İlham da önemlidir. Zaten ilham yoksa, istek yoksa ne kadar bilgi sahibi olsanız da bu tek başına yeterli olmaz. İlham gelecek, içinizde kitap yazmaya bir istek oluşacak ki o kitabı yapabileceksiniz, yazabileceksiniz. Ayrıca yazılan kitap ne kadar editörlerin elinden geçerse geçsin sonuçta onu yazan bir kişidir” dedi.

Etik Olması da Önemli

Yazar Abdullah Harmancı ise kitap yazmanın etik kurallar içerisinde olması gerektiğine işaret ederek, “Yazılan eserlerde etik kurallarına da uyulması mutlaka önemlidir. Her şeyden önce yazar yazdığı kitabında kendine uygun hareket etmek zorundadır. Bir keresinde kurguladığım bir konuda beni arayıp bunun bana yakışmadığı şeklinde serzenişler alınca derhal o yazıyı çıkarmıştım. Burada anlatmak istediğim yazar bir şeyler yazarken, bir eser meydana getirirken kendi durumunu da göz önünde bulundurmalıdır. Bu bana yakışır mı yakışmaz mı, beni anlatır mı anlatmaz mı gibi durumlara da bir bakmalıdır” ifadelerini kullandı. Özel oturumun sonunda Yazarlar Abdullah Harmancı ve Mevlana İdris katılımcıların sorularını da yanıtladılar.

Edebi Türlerin Dönüşümü Anlatıldı

Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Kıssa, Öykü, Hikaye: Dramatik Dönüşüm’ programında konuşan Yazar Yıldız Ramazanoğlu, “Tabii ki herkes hikayesini oluşturmak ister. Bu hikayeye sağlam bir zemin oluşturmak için destanlar iyi incelenmelidir” dedi.

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği 1. Uluslararası Kahramanmaraş Şiir ve Edebiyat Günleri arasında yer alan “Özel Oturum: ‘Kıssa, Hikaye, Öykü: Dramatik Dönüşüm” sanatseverlerle buluştu. Kültürpark konferans salonunda gerçekleştirilen etkinliğin moderatörlüğünü Handan Acar Yıldız üstlendi. Yazar Güray Süngü, Abdullah Harmancı ve Yıldız Ramazanoğlu’nun katıldığı oturumda edebi türlerin yaşadığı değişim ve dönüşüm anlatıldı.

Safahat Bir Destandı

Etkinlikte kendi eserlerini oluşturma sürecinde destanların etkilerinden bahseden Yazar Yıldız Ramazanoğlu, “Herkes kendi hikayesini oluşturmak ister. Belleğin içinden seçici bir algıyla birçok şeyi destanlaştırır. Bunları yaparken ben her zaman destanlara başvurdum. Mesela insanlar kendini nasıl anlatıyor? Toplumlar kendinden nasıl söz ediyor? Kahramanlıkları nasıl yükseltiyorlar? İşte Oğuz Kağan, Gılgamış, Manas gibi destanlar bu konuda bize ipuçları veriyor. Mehmet Akif’in Safahat’i de bu anlamda bir destan olarak görülebilir. Edebiyatın farklı kaynaklarında ürün verebilmek için destanlardan yararlanmak lazım” diye konuştu.

Dönüşümün Millî Karakteri

Edebiyattaki dönüşüm üzerine değerlendirmelerde bulunan Yazar Abdullah Harmancı, “Dönüşümü anlamak için gelenek haline gelen edebiyatın anlatısını kavramak gerekiyor. Çünkü bütün mesele aslında neyi nasıl anlattığımız. Batı geleneği kendi kültürel kodlarını muhafaza ederek dönüşürken, bizim edebi eserlerimizin dönüşümünün İslam ve Türk geleneklerini muhafaza edemediği aşikâr. Dönüşüm millî kodlarını koruduğu müddetçe karakteristik kalabilir” dedi.

Biçimler İnsansızlaşıyor

Yazar Güray Süngü ise, “Ben asıl dramatik dönüşümün sanatın insansızlaşması olduğunu düşünüyorum. Edebiyat tıpkı çağlar gibi sistemli bir şekilde değişim ve dönüşüme uğrayacaktır. Fakat çağların insanlar üzerindeki etkileri, anlatım biçimlerini etkileme tarzı postmodernizmin insani bir takım hassasiyetlerden uzaklaşmış bir edebiyatın doğmasına sebep oldu” ifadelerini kullandı.

Fantastik Edebiyatın Sınırları Hayal Gücümüz Kadardır

Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri kapsamında ‘Canavarlar Gerçekten Yaşadı Mı?’ paneli gerçekleştirildi. Programda konuşan Yazar Güray Süngü, “Fantastik edebiyatın sınırları hayal gücümüz kadardır. Bu hayal gücünü en nihayetinde yaşadığımız an, zaman ve dönem belirler” dedi.

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi 1. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri kapsamında ‘Canavarlar Gerçekten Yaşadı Mı?” paneli gerçekleştirildi. Kültürpark konferans salonunda, moderatörlüğünü Cemal Şakar’ın yaptığı programda Yazarlar Handan Acar Yıldız ve Güray Süngü, fantastik edebiyat üzerine konuştu. Pandemi tedbirleri çerçevesinde gerçekleştirilen programda katılımcıların sorularını da yanıtlayan Handan Acar Yıldız, “Fantastik edebiyatla bağlantılı olarak dijital toplumu konuşursak bu süreçte insan hem büyüdü hem de küçüldü. Bu sebeple dijital çağda insanın aklındaki bu karışıklık onu kadim olanın alegorisine geri gönderdi. Artık insan ulaşmak istediği şeyin aynı zamanda kitlesi de oldu. Hem özneyiz hem de nesne” diye konuştu.

Var Olandan Üretilir

Yazar Güray Süngü ise fantastik edebiyatı sınırlarının hayal edebilme gücüyle orantılı olduğuna dikkat çekerek, “Fantastik edebiyatın sınırları muhayyilemizle alakalıdır. Biçimler ve formlar nasıl yaşadığımız dönemleri yansıtıyorsa bu sınır da muhayyilemiz kadardır. Bu hayal gücünü en nihayetinde yaşadığımız çağ, dönem, zaman ve an belirler. Her şey var olandan üretiliyor, fantastik edebiyatı da böyle görmek lazım” dedi.

Eleştiri Olarak da Değerlendirilebilir

Programın moderatörlüğünü yapan Yazar Cemal Şakar ise, “Var olanı eleştirmenin en güzel yolu başka türlü olabileceğinin de gösterilmesidir. Siz bu şeyler başka türlü de var olabilir diyerek var olanı da eleştirmiş olabilirsiniz. Ütopya romanları bu açıdan çok anlamlıdır. Fantastik edebiyat güçlü bir altyapıya sahip ve bu anlamda kendi gerçekliğini kendi içerisinde oluşturduğu için mevcudun farklı gösterimlerini de sunabiliyor” ifadelerini kullandı.