Bu yıl 30. Ahilik Haftası etkinlikleri 18-24 Eylül tarihleri arasında

Bu yıl 30. Ahilik Haftası etkinlikleri 18-24 Eylül tarihleri arasında ilimizde çeşitli faaliyetlerle kutlanılması planlanmaktadır.

Ahilik Kutlamaları Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinatörlüğünde Ahilik Kültürü haftası kutlamaları yönetmeliği çerçevesinde 1988 yılından itibaren 1 il merkez olmak üzere 26 ilde kutlanmaya başlandı. Ahilik Kültürü haftası olarak kutlanan bu hafta 2008 yılından itibaren ilgili bakanlık olan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılan ve 13/08/2008 tarih ve 26966 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmak üzere yürürlüğe giren Ahilik Haftası Yönetmeliği gereğince Ahilik Haftası olarak Kırşehir merkez olmak üzere 81 ilde kutlanılmaya başlanmıştır.

Ahilik 13-19.Yüzyıllar arasında yayılmıştır. Hedef her alanda iyi insan yetiştirmektir. Ahlak-Eğitim-Bilim,Teşkilatlanma,Kalite,Standart,Üretici-Tüketici ilişkileri, Denetim, kısacası toplumun her alanında iyi ahlakın doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin özetle bütün güzel meziyetlerin birleştiği sosyo-ekonomik düzenin adıdır Ahilik…

           Ahiliğin Fütuvvetçilik ile iç içe girdiği ve birbirinden çok etkilendiği görülür. Fütüvvet, eliaçıklık, yiğitlik gözüpeklik, yardımseverlik yani olgun kişi olarak tanımlanır. Ahiliğin temeli olan fütuvvetçilik 10.Yüzyıldan itibaren örgütlenmeye başlamıştır.Ahiyönetmeliği niteliğinde olan eserlere Fütuvvetname adı verilmiştir.

                Ahi sözcüğü “Kardeşim” demektir.Bazı yazarlar Ahi sözcüğünün Türkçede cömert,eliaçık,yiğit anlamına gelen “Akı” sözcüğünden geldiğini ileri sürmektedirler.Terim olarak Ahilik Anadoluda 13.yüzyılda kuruluşu belli kurullarla işlemiş Esnaf ve Sanatkarlar Birliğini ifade etmektedir.Ahlakla sanatın uyumlu birleşiminden oluşan Ahilik örgüt olarak Anadolu’da gerçek zemin bulmuştur.

                Ahilik sayesinde nice hanlar,hakanlar,sultanlar,ŞeyhEdebaliler,Akşemseddinler,Fatihleryetişmiştir.Ahilik 13-19.Yüzyıllarda zirve yapmış her alanda zemin bulmuş,Günümüz belediye teşkilatı kuruluşu ve uygulamalarının temelleri atılmıştır.Ahilik kurullarıyla üretici-tüketici ilişkilerini en iyi şekilde düzenlemeyi amaç edinmiştir.

                Ahilik Osmanlıda standartlara uyma zorunluluğu getirmiş, düşük kaliteli mal ve hizmet üreten esnafa çeşitli cezalar verilmiştir. Bu dönemde günümüzde bile tam uygulanamayan kalite, standart, üretici tüketici ilişkileri çok kesin kurallarla belirlenmiştir.

                Günümüz Esnaf Sanatkarı, atalarından yadigar kalan Ahilik kurumunu bugünlere taşımış, bu teşkilatın güzel değerlerini kendine düstur edinmiştir. Ahilik hem kültür, hem askeri, hem sosyal hemde ekonomik bir hayat tarzıdır. Günümüz koşullarında bile birçok ülkede gerçekleştirilememiş adaletli, verimli son derece güzel bir sistemi Türk toplumuna kazandırmış bir örgütlenmedir Ahilik. İyilik ,doğruluk, güzellik, kardeşlik, yardımseverliğin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir Ahilik.

                Anadolunun Türklerin ikinci anayurdu haline gelişi 11.yüzyılın ikinci yarısındadır. Asyadan göç eden sanatkar ve tüccar Türklerin yerli tüccar ve sanatkarlar karşısında tutunabilmek için kendi aralarına bir örgüt kurmalarını gerektirmiştir.Ayrıca Türkler bu örgüt yardımıyla standartlara uygun mal üreteceklerini düşünmüşlerdir. İşte bu zorunluluk yönetmeliği hazır fütuvvetnamelerden yararlanarak dini-ahlaki dayanışma ve denetim örgütü Ahiliğin kurulmasını zorunlu kılmıştır. Öte yandan deri işçiliğinin ve Ahiliğin piri olan Ahi Evran’ın Anadolu’ya gelişide bu tarihlere rastlamaktadır. Ahlakla sanatın uyumlu birleşiminden oluşan Ahilik 13.yüzyılda Ahi Evran tarafından kurulurmuştur. Bugünkü Esnaf ve Sanatkarlar Birliğini ifade etmektedir.

Biz Esnaf ve Sanatkarlarımızı yalnızca ekonomik değer üretenler olarak görmüyoruz. Esnaf ve Sanatkarlarımızın bir topluluktan toplum oluşturma gücüne sahip olduğunun bilincindeyiz.

                Esnaf ve Sanatkârlarımız tarih boyunca köklü gelenekleriyle gençlere, topluma örnek olmuş, zor zamanlarda vatanın bölünmesinin toplumun dağılmasının önüne geçmiştir.

                Esnaf ve Sanatkarlarımızsosyal dayanışmanın yardımlaşmanın kardeşliğin ve paylaşmanın temeltaşı olmuşlardır.

                Esnaf olmak dün hak için adalet için gerektiğinde Ahi Evran, Şeyh Edebali, Fatih Sultan Mehmet ve Çanakkale ruhu olmak ise bugünde Büyük Türkiye için tek yürek tek bilek olmak ve 15 Temmuzda destan yazmak demektir.

                Esnaf olmak toplumun her kesiminde yer alan zalimin karşısında mazlumun yanında, ayrılığın karşısında birlik ve beraberliğin yanında,ihanet ve terörün karşısında vatan ve millet sevdasının yanında kısacası esnaf ve sanatkar içimizden biri olmak demektir.

Esnaf olmak Çanakkale’de Seyit Onbaşı ,İstanbul’da Ulubatlı Hasan, Kahramanmaraş’ta Sütçü İmam olmak demektir.

Esnaf olmak, müşterisine “bugün git yarın gel” yerine “ihtiyacın ne varsa al ne zaman ödeme imkanı bulursan o zaman ödersin” diyen terzi Tahsin Amca, manav Bedri Amca, Bakkal Bekir Amca olmak demektir.