8 Eylül "dünya fizyoterapistler günü "

Her yıl tüm dünyada ve ülkemizde 8 Eylül “Dünya Fizyoterapistler Günü” olarak kutlandığını ifade eden Ahmet Zahid BAKAN, konuşmasına başlamadan önce; Son zamanlarda artan terör olaylarını şiddetle kınıyorum, yaşanan saldırılarda hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralanan askerlerimize acil şifalar, başta şehitlerimizin yakınları olmak üzere tüm ulusumuza ve Türk Silahlı Kuvvetleri'mize baş sağlığı diliyorum diyerek konuşmasına başlayan BAKAN;

Fizyoterapistlik mesleğinin, fiziksel uygunluğun sürdürülmesinde, hareket bozukluğuna yol açan doğuştan veya sonradan oluşan her türlü yaralanma, hastalık veya yaşlanma ile ilişkili ağrı ve fonksiyon bozukluklarının önlenmesi ve tedavisinde rol alan önemli bir meslek olduğunu açıkladı.

“Fizyoterapistler, uzman bir hekimin tanısı sonrası, Fizyoterapi ve Rehabilitasyona özgü, bir çoğu dünyada fizyoterapistler tarafından geliştirilmiş ve bilimsel kanıtlara dayalı değerlendirme ve tedavi yaklaşımlarıyla uygun değerlendirmeler doğrultusunda tedavilerini planlayıp uygulayarak, sağlık ve sağlıkla ilgili yaşam kalitesinin arttırılmasında, özürlü ve engellilerin çevreye uyumsuzluklarının azaltılması, mesleki ve sosyal entegrasyonlarınınım sağlanması ve mevcut çevre ve toplumda gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla, rehabilitasyon hizmetlerinin planlanması ve yürütülmesinde önemli görevler üstlenmektedirler.” diyen Ahmet Zahid BAKAN, dünyada yaklaşık 120 yıllık bir geçmişi olan Fizyoterapistlik mesleğinin bugün prestijli ve tercih edilen meslekler sıralamasında ilk 10’daki yerini aldığını vurguladı ve İngiltere’de ilaç yazılabilmesinin önü açılan fizyoterapistlik mesleğinin ülkemiz de halen hak ettiği yere ulaşamamasına da değindi.

Konuşmasına şöyle devam eden BAKAN; Bugün bizim günümüz. Biz kim miyiz? Her zaman dediğim gibi Klasik bir tanımlamanın dışında fizyoterapist; ben hep böyle mi kalacağım bakışları atan, yeni yürüyen bir bebek gibi elinizi sımsıkı tutan yaşlı felçli amcaları ayağa kaldıran kişidir. Beril bebek gibi minik bebeklerin gözlerindeki ışıltıları gören, hayır duaları altında ufalıp yok olan kişidir fizyoterapist. Serebral palsili çocuğunu ağlaya ağlaya getiren annelere umut vermeye çalışan kişidir ya da benim çocuğum koşamayacak mı sorusu altında ezilen, cevap vermek isteyip doğru kelimeleri seçmeye çalışmak için kafa patlatan kişidir fizyoterapist. Her gün her hastayla benzer şeyleri yapan; bir saati geçen seanslar boyunca onların evlerini, ailelerini, eşlerini, okullarını dinleyen kişidir fizyoterapist… Zor iş demektir fizyoterapi. Güzel iş demektir.

Her zaman derim; BİZ HAYAT KURTARMIYORUZ BELKİ AMA HAYATA ANLAM KATIYORUZ diye sözlerine son veren BAKAN

Bu vesile ile tüm meslektaşlarının “Dünya Fizyoterapistler Günü’nü kutlar, bu günlerin mesleğimizdeki gelişmelere ve birlikteliğimize katkılar sağlamasını dilerim. Saygılarım...