6 Mayıs 2019… bu tarih Ülkemizin Demokrasi tarihine kara bir gün olarak geçmiştir.

Hukukun, adaletin, temiz siyaset ve ekonomik istikrarın tek bir kişinin şahsi korku ve hırsına bu şekilde feda edildiği başka bir örnek daha tarihimizde yoktur.

Halkımızın açıkça ortaya koyduğu bu tercihini ayaklar altına alan demokrasi düşmanları, sivil darbe sürecinde bir adım daha atmışlar, bilerek ve isteyerek, planlı bir hukuk cinayeti işlemişlerdir.

6 Mayıs darbesinin azmettiricisi, yargısız infazcısı ve şakşakçısı alenen ortadır. İsimleri bundan sonra sadece lanetle anılacaktır

Demokrasimiz açısından esas acı olan, seçim güvenliğini sağlamakla yükümlü olan Hâkimlerinde bu kirli darbeye iştirak etmesidir.

Seçimin iptal kararı hiçbir akla, mantığa ve vicdana sığmadığı gibi hukuken tartıl aşacak hiçbir tarafı da bulunmamaktadır.  16 Nisan Referandumu ve 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandık kurullarının oluşumuna bakma zahmetinde bulunmayanlar açıkça “Dün dündür bugün bugündür” zihniyetlerini, Ülkemiz adına doğurabileceği çok ağır sonuçları umursamadan ortaya koymaktan bir an olsun çekinmemişlerdir. Bu darbe tanklarla ya da silahlarla değil, cübbesi üniformalarmış vicdandan yoksun atanmışlar tarafından 16 Milyon seçmenin gözlerinin içine baka baka çirkin bir cüretkârlıkla yapılmıştır.

Demokrasinin olmazsa olmazı olan Meclis denetimi, bağımsız yargı tarafsız medya ve sivil toplum katılımı ne yazık ki zaten tarihe karışmıştır. Demokratik meşrutiyetin elde kalan son kalesi ve namusu olan sandık, o namusu korumak ile yükümlü olanların kendi elleriyle millet iradesine kast edenlerin emellerine teslim etmiştir.

Ülkemizde tuz artık kokmuştur.

Demokrasinin temelini oluşturan “Hukukun Üstünlüğü”, “Kuvvetler Ayrılığı” “Seçme ve seçilme” hakkı ilkeleri, bu karar ile açıkça ortadan kaldırılmıştır.

Ülkemizin rotasını çağdaş uygarlıklar hedefinden saptırarak, Ortadoğu’nun başarısız diktatörlükleri seviyesine düşen bu kararın azmettiricisi ve sorumluları, elbette tarih huzurunda ve millet vicdanında hak ettikleri yeri ve sonu bulacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ülkemize çok partili demokratik yaşamı getiren Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyeleri ve emekçileri olarak ülkemize dayatılan bu rota değişikliğini kati surette reddediyoruz.

Ülkemizin 180 yıllık çağdaşlaşma süreci ve 73 yıllık demokrasi yürüyüşünü çöpe atmak isteyen bu zihniyetin karşısında dik durarak “çağdaş uygarlığı yakalama ve geçme” hedefimize sahip çıkıyoruz.

Hem partinin, hem de devletin başına aynı kişinin oturmasını sağlayan partili cumhurbaşkanlığı sisteminin, iktidar partisiyle devlet arasındaki sınırları yok ettiğini bu karar ile bir kez daha görmüş olduk. Bu sistem çok açık bir şekilde demokrasimiz önündeki en büyük tehdittir.

                                                                                                                       Esat Şengül

                                                                                                        CHP Kahramanmaraş İl Başkanı