GELENEKSEL ÇOCUK OYUNLARI PROJESİ GELECEĞE UMUT OLDU
“Geleneksel Çocuk Oyunları Projesi” Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından desteklenen bir projedir. Proje, genel merkezi Ankara’da bulunan ve Ülkemizin birçok yerinde temsilcilikleri bulunan ve şahsımın da Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği tarafından, Ülkemizin yedi bölgesinde ve her bölgeden seçilen birer İlde uygulanmaktadır. Sözkonusu Projenin dördüncüsü İlimiz Kahramanmaraş’ta 25 Ekim 2014 günü uygulanmıştır. İlimizin yanında Elazığ, Manisa, Niğde, Samsun gibi İllerimizde de bu proje hayata geçirilmiştir.
Bu projeden maksat nedir? Geleneksel Çocuk Oyunları Projesinin asıl maksadı, evinde yalnızlığa terkedilen, internetin esiri ve bağımlısı olan, sanal oyunların dışında oyun bilmeyen ve gerçek hayattan kopan çocuk ve gençlerimizi, bu olumsuz ortamlardan kurtararak sağlıklı bir nesil yetişmesine katkıda bulunmaktır. Aynı zamanda geleneksel oyunlar vesilesi ile çocuklarımızın kendini geliştirmesi, organizasyon kurma becerisinin artırılması ve hayatta gerçek başarılara gerçek oyunlardan başlayarak ulaşması projenin hedefidir. Bu proje ile zamanla unutulmaya yüz tutan oyunlarımız da gün yüzüne çıkartılmaktadır.
Bu projenin Kahramanmaraş’taki uygulanmasında bizzat bulundum ve diğer İllerdeki uygulamalarını da özellikle sosyal medyadan ve yazılı ve görsel basından takip ettim. Proje, gerçekten geleceğe yönelik bir umut olmuştur.
Hangi aile reisi ki, çocuklarının evde bilgisayardaki sanal oyunlara olan bağımlılığından şikayetçi olmasın? Hepimiz bu durumdan muzdaripiz. Bu satırların yazarı da bir aile reisi olarak muzdariptir. Başka aile reisleri de şikayetçidir.
Geçen gün, bir dost meclisinde sohbette, “9 yaşındaki Oğlumun, bilgisayar başında saatlerce sanal oyunlar oynaması ve dışarıya oyun için çıkmaması ve arkadaşlarıyla bir araya gelerek, dışarıda adeta toz toprak içinde kalarak oyun oynamamasından oldukça üzüntülüyüm. Hanımım da üzüntülü. Hatta elinde oklavayla Oğlumu korkutuyor, gerekirse oklava ile hafif hafif vuruyor, ancak, sanal oyunlardan vazgeçiremiyoruz” dedim. Aynı durumda bir çocuğu olan bir Hemşehrim de, “biz de aynı sorunu evde yaşıyoruz. Hatta Oğlum bu sanal oyunlar nedeniyle okula dahi ara-sıra gitmiyor, 4 dersten zayıf puan aldı” deyince, “yenge de eline bir oklava alsın ve Oğlunuzu korkutsun” dedim. Hemşehrim güldü. “Benim Oğlumun Anne ve Babası tarafından dövülme yaşı geçti. Oğlum Üniversiteye gidiyor” dedi. Hep birlikte güldük.
Maalesef, artık bu sanal oyun merakı çocukları değil, üniversite öğrencilerini de bağımlı hale getirmiş. Hatta daha ilerisi, yetişkin insanları da bağımlı hale getirmiş.
Siz de çok sık karşılaşmışsınızdır. Belediye otobüsünde seyahat ederken dahi görmüşsünüzdür. Yolcu otobüste koltuğuna oturur oturmaz, “Dünya’dan sanki kopuyor, cep telefonunu açıyor ve başlıyor sanal oyunlar oynamama. Parmakları adeta mekik dokur gibi, bir sağa, bir sola, bir aşağı, bir yukarı. Sanki aptallaşmış bir hale geliyor. Farkında değil.”
Ne olacak bu çocukların hali demeyeceğiz artık! Ne olacak bu Milletin hali? Çoluk-çocuk, yaşlı-genç, kadın-erkek, herkes sanal oyun oynuyor ve Dünyadan kopmuşlar.
Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği’ne 2015 yılında bir proje önerisi getirmeliyim artık. Bu projeyi sırf geleneksel çocuk oyunlarını yaygınlaştırmak değil, tüm insanımızı, eski hoş sohbetlere, eski güzel muhabbetlere ve eski candan arkadaşlıklara nasıl tekrar döndürebiliriz? Evet, konu çoktan, sanal oyunlar ve çocukların bu oyunların tehlikesinden korunmak aşamasından çıkmış, artık tüm toplum olarak sanal oyunlar girdabındayız Maalesef durum bu kadar acıdır.
Tabi, büyüklerin sanal oyun oynaması ile çocukların sanal oyun oynaması ve buna bağımlı olması aynı değildir. Elbette, mühim olan çocuklarımızı sanal oyunların tehlikesinden korumak ve dışarıda eski oyunlarımızı oynayarak gerçek hayattaki zorlukları görmesini sağlamaktır Gerçekten dışarıdaki her oyun, çocuğun sosyal ve bedensel gelişiminde büyük faydalar sağlamaktadır. Mesela, yakan topu oynayan, çelik-çomak oynayan, mendil kapmaca oynayan çocuk, ruhen ve bedenen daha sağlıklı olur. Hele kendi yaptığı bir oyuncak ile oynayan çocuk daha da sağlıklı ve kabiliyetli olur. Mesela, biz çocukken Pazarcık sokaklarında, kendi yaptığımız tel arabayı, tahta arabayı sürer ve binerdik ki, el becerimiz gelişir, organizasyon oluşturma kabiliyetimiz gelişirdi.
Evet, sanal oyunlar çocuklar için büyük bir bağımlılıktır. Obeziteye de yol açmaktadır. Hatta obeziteden daha öte bir tehlike daha var. Sanal oyunla kâlp krizi tehlikesi de meydana getirmektedir. Geçen bir gazete haberinde okudum. Saatlerce bilgisayar başında saatlerce sanal oyun oynayan bir çocuk kâlp krizinden ölmüş. Çünkü kan dolaşımı yavaşlamış ve çocuk vefat etmiş. İşte size büyük tehlike.
Sanal oyunlar çocuklarımız için büyük tehlikedir. Bu tehlikeye dikkat çeken ve geleneksel oyunlarımızı tekrar gündeme getirerek, dışarıda, sokakta bu oyunlarımızın çocuklar tarafından etkin bir şekilde oynanmasını hedefleyen Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından destekli ve İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği tarafından icra edilen “Geleneksel Çocuk Oyunları Projesi” gelecek adına büyük bir umut olmuştur. Bu Projeye emeği geçen herkese, candan teşekkürlerimi sunarım. Tabi ki, Proje boyunca en çok yorulan Dernek Başkanı Yücel Can Bey teşekkürü hakediyor. Yücel Bey'e ayrıca teşekkür ve tebriklerimi sunarım.
Ahmet SANDAL