Bizlerden memnun olan ve her sene 10 gün evvel gelen Ramazan ayı bu yılda 26 Mayısta kapımızı çaldı. Üzerine farz kabul edenleri kucaklayıp her türlü kötülüklerden koruyup sarıp sarmaladı. İçindeki nefs-i zincire vurdu.
Ramazan ayına has nerdeyse gelenek görenek haline gelen alışkanlıklarımız bu yılda aynen devam ediyor. Ortada hiçbir ekonomik sebep yok iken fırsatçılar tarafından temel gıda maddelerine yüzde altmışlara, yetmişlere varan zamlar yapılıyor. Türkiye’nin dini kimliğine baktığımızda yüzde doksan civarında Müslüman olduğu görülür. Peki, bu paylaşma ve açın halini anlama nefs-i terbiye eyleme ayında bu zamları kimler yapıyor. Kalan yüzde onluk kesim mi?
Maalesef ki değil. Zamları yapan hani şu ramazan ayında imsakiyeler bastırıp, komşusu aç iken kendisi tok olan bizden değildir, diye hadisi şerifler yazdıranlar, yoksulları, fakir fukarayı gözetmekle ilgili ayetler yazdıranlar içinden. Yani senin benim gibi Müslüman, senin benim gibi aynı orucu tutan, aynı namazı kılan birkaç güruh.
Birde ramazan ayından birkaç gün önce yâda ramazan ayı içersinde Temel gıda üreten imalathanelerde ve lokantalarda belediye ekiplerince yapılan ramazan ayına has rutin kontroller. Hani şu hepimizin bildiği TV haberlerinde gördüğümüz fırınlar içerisinde hamam böceklerinin dolaştığı, tatlı imalathanelerinde örümcek sarkıtlarının oluştuğu farelerin cirit attığı, işletmenin dışarıdan bakıldığında lüks ve pahalı sayabileceğimiz yerlerin arka kısımlarında yaşanan iğrençlikler. Hep merak etmişimdir, bu denetimler niye ramazan ayında yapılır da başka aylarda yapılmaz. Ramazan ayında insanlar uzun süre aç ve susuz kaldıklarından yedikleri yemeklerden daha mı çabuk zehirleniyorlar.
Birde birçok hizmet niye yapılmadı dendiğinde yeterli ödeneğimiz yok, yeterli kaynağımız yok diyen Belediyelerin düzenli olarak tertiplediği iftar sofraları, ramazan ayının bereketini buradan anlayabilirsiniz. Ödenekler ve kaynaklar bile bereketlenir. Elbette bu hizmetler yapılmalı, belediye diyince akla sadece yol ve su hizmeti gelmemeli, aynı zamanda sosyal belediyecilikte gelmeli. Burada dikkat çekmeye çalıştığım şey belediyelerin iftar sofraları değil, ramazan ayında bu hizmet elbette verilmeli, Halen yiyecek ekmeğe muhtaç olan ve oruç tutan insanlarımız var. Yalnız bu iftar sofralarında israf edilenlerle bir o kadar daha insan doyar.
Birde ramazan ayına has İsrail menşeili İsrail’den ihraç edilen hurma var ki üzerinde Filistin feryadının halen hissedildiği, sünnete uyalım derken Müslüman kardeşimize bidat eylediğimiz, denecek söz yok.
Hoşça ve DOSTÇA KALIN