İstanbul da bir çorbacı: iki genç içeri giriyor etrafına bakıyor, boş bir masaya oturuyor , çorba söyleyip içerken, yan masadakilere bakıyor.. Yan masa da oturan : “Niye bakıyorsun bilader, tanıdık mı sandın ? “ sözleri ile tartışıyorlar, bir süre niye baktın tartışması devam ediyor, sonra iş yeri sahibi ve müşterilerin araya girmesi ile iş yatışmış gibi görülüyor.. Sonra : Niye baktın diyen o cani gidip arabasından tabancayı alıp gelip gençlere bir şarjörü boşaltıyor.. iki ağır yaralı genç.. Suçu : yan masaya bakmak !.. İki genç yaralı.. Neyi baktın kavgası.. Buradan şuraya gelmek istiyorum: Yıllar önce Uğur Dündar TRT ‘de “ günlerin getirdiği “ diye bir zehir zemberek program yapardı.. Çocuklar ayakkabı yapıştırıcısı olan bir markayı kokluyorlar diye gündeme getirdi.. Türkiye balici oldu.. herkes öğrendik ki bunu koklarsan sarhoş olursun ! .. Yine bizim televizyonlarımız : İstanbul da kapkaç var diye , ortaya bir kapkaç çıkartılar, Türkiye de her yerde kapkaçı çıktı.. Kapkaçı bilmeyen Türkiye bir günde kapkaçı oldu.. Yine bizim televizyonlarımız ve gazetelerimiz, internet haber sitelerimiz vs. Kadın cinayeti haberlerini öyle ballandırarak verdiler ki , al eline silahı vur eşini ünlü ol ! der gibi.. haberler sunuluyor, az kavgası olan bende yaparım demeye başladı.. Dün Kahramanmaraş ve İstanbul da bu haberlerin ürünü iki damat 5 cesetle günü kapadık.. Eşinizle tartıştınız mı ? yada ayrılıyor musunuz , bu haberleri izlerseniz , elinize silahı alır gider o kadını , anne ve babasını öldürürsünüz.. Kahramanmaraş’taki olayda : biri böyle yaptı.., bir yaşında, 3 yaşında, 7 yaşında olmak üzere ortada 3 çocuk kaldı.. Anne , dede, nene mezara, baba cezaevinde ortada bakıma muhtaç üç çocuk , üstelik annelerini gözleri önünde öldürende babaları.. acı içinde acı.. Peki bu çocukların ne olacağını hiç düşündünüz mü ? 3’ü de bakıma muhtaç, Anne yok, baba yok.. Bu yavrucuklara kim bakacak ? Bugün hiçbir şey bilmiyorlar: ancak 20-30 sene sonra soranlara ne diyecekler ? Babam katil, Annemi, Nenemi, Dedemi öldürdü mü ? diyecekler ? Yada o korku ile nasıl yaşayacaklar.. Hükümetimiz bir kanun çıkarmalı: aile cinayet haberlerinin kökten yasaklamalı, sadece aile cinayet haberini ? elbette değil, Şehir eşkıyası ve haberini de yasaklamalı çünkü , Tv dizileri, haberler toplum da etkileyerek, sürekli yeni suçlu üretiyor.. Herkes kabadayı olmaya başladı.. Otomobilleri tekmeleyenler, sopalarla iş yerine saltıranlar, kıranlar dökenler.. Türk toplumu bu hale geldi, bunun sebebi ise televizyonlarımız , şiddet içerikli diziler.. haberler.. Bilirsiniz : Kahramanmaraşlı Milli Damat Musa Kömeağaç vardı.. İngiliz kız Sarah – Musa – Sarah aşkı dünya basının gündeminde, Sarah’ın yaşı küçük olduğu için İngiliz mahkemeleri , kötü örnek olduğu için Musah-Sarah haberinin İngiltere de yayınlanmasını süresiz olarak yasakladı.. O tarih de bize çok garip ve yanlış gelmişti.. bugün çok doğru olduğunu görüyorum.. Geri başa dönüyorum: Niye baktın bana ! Çocukları alıp baba evine gidemezsin ! Ben seni boşamayacağım Aşkıma karşılık vermedi öldürdüm.. Kadın’a şiddet ve sonrası cinayet haberlerinin başlıkları atarak gün geçirmeye devam ede duralım : Kanuni düzenleme yapılmaz ise bu haberler karşımıza çıkmaya devam edecek.. Hükümet acil olarak bir yasal düzenleme yapmalı.. Haber verilirken, toplumda açacağı yaraya iyi bakmak gerekir.. Her haber : Haber değildir.. ülkenin ve toplumun yararını düşünmek gerekir.. Biri çıkıp : “Silah alın sokaklara çıkın , önümüze geleni öldürün !” diyorsa bunu haber olarak vermek ülkemizi iç savaşa sürüklemek olur ki , bunun adı gazetecilik olamaz.. bunun adı habercilikte olamaz.. Toplumda her türlü insan var , her söylenen haber olmamalı.. Gazetecilik ve haberciliğinde bir sınırı ve sorumluluğu olmalıdır.. Dün İstanbul, Kahramanmaraş’ta iki damat, eşlerini ve kayın validesi ile kayın babasını öldürdü , yarın kim bilir kim kimi öldürecek..? Sanıyorum: Devlet Bahçeli’nin kader mahkumu dediği, bu eş katili , anne ve baba katili kişiler değildir diyorum.. İyi günler..