Dünya Devletler sahnesinde ve tarihten bugüne kadar olan uluslararası ilişkilerde maddi güç ve silah yanında, manevi güç ve psikolojik yöntemler de etken bir faktördür. Tarih kitaplarında mevcuttur. Osmanlı’nın yükselme dönemlerinde 7 Ekim 1571 tarihinde Osmanlı Devleti ile Haçlı Donanması arasındaki İnebahtı Deniz Savaşı’nda ilk defa bozguna uğramamız bizim tarafımızda büyük bir şaşkınlık ve üzüntüye sebep olurken Haçlılar sevinç ve neşe içindeydiler. Biz ise bir taraftan yeni donanma kurmakla meşgul olurken bir taraftan da psikolojik yöntemlerle karşı tarafa mesajlar vermeyi de ihmal etmiyorduk: Bu kapsamda Sokullu Mehmed Paşa’nın Venedik büyükelçisi Barbaro’ya söylediği şu söz meşhurdur: "Biz sizden Kıbrıs Krallığı'nı alarak kolunuzu kestik. Siz ise donanmamızı yenmekle bizim sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür biter."
Uluslararası ilişkilerde psikolojik üstünlük yöntemi olarak başka ne gibi örnekler verebiliriz. Malazgirt Savaşı öncesinde yaşanan şu diyalog aklıma geldi. 25 Ağustos 1071 sabahı, Bizans Komutanı Diyojen, Türk heyetinin savaşsız teslim olma teklifini şiddetle reddedip; “Sultanınıza söyleyiniz; kendileriyle sulh müzakerelerini Rey’de yapacağım, ordumu İsfahan’da kışlatıp, atlarını Hamedan’da sulayacağım” diye karşılık vermesi üzerine Türk Heyeti Başkanı “Evet sizin atlarınızın Hamedan’da kışlayacaklarından eminim, fakat sizin nerede kışlayacağınızı bilemiyorum” diyerek cevap vermiştir.
Bir de Osmanlı Devleti’nin şu uğursuz son yıllarında, yani çöküş döneminde Avrupalı Devletlerin bir sözü vardır ki, bu da tarihteki etkili psikolojik üstünlük metotlarından biridir. Osmanlı Devleti'ni çöküş sürecine sokan Avrupalılar Osmanlı’ya bir de isim takmışlardı. Osmanlı için "Hasta Adam" benzetmesi yapıyorlardı.
Allah büyük, gel zaman, git zaman, biz onlara artık “hasta” benzetmesi yapıyoruz.
Evet, bilindiği üzere, birkaç gün önce Avrupa Birliği büyük bir darbe yedi ve İngiltere’de yapılan referandum sonucunda Avrupa Birliği resmen çöküş sürecine girdi. Avrupa Birliği artık “hastadır.” İngiltere’deki referandum sonucunda İngiliz halkı Avrupa Birliğini istemediklerini oylarıyla ifade ettiler. Bu durum domino etkisi oluşturacaktır. Çünkü, Fransa, Hollanda, İspanya gibi Avrupa Birliği Ülkelerinin halklarında da Avrupa Birliğine yönelik bir isteksizlik vardır. Avrupa Birliğine hastalık mikrobu, dağılma virüsü girmiştir. Bu tarihten itibaren Avrupa Birliği resmen hastadır. Hastalık önceden de vardı. Ancak bu resmiyete döküldü. İngiltere’de yapılan ve Avrupa Birliğine “ret” kararı, Avrupa’daki hastalığın resmi bir raporudur.
Gelin burada, kısaca bu birliğin tarihine bakalım. Avrupa Birliği, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Fransa ve Almanya birbirlerini daha fazla yememek ve birbirleriyle daha fazla savaşmamak üzere oluşturdukları zoraki bir birliktir. Bu birliğin temellerinde, masonik dayanışma ve Siyonist maksatlar yatmaktadır. İngiltere bu birliğe niye sonradan dahil olmuştur? Güç dengesinde yer bulmak için dahil olmuştur. Maksat Almanya ve Fransa’yı kontrol etmektir. Avrupa tarihi İngiltere, Fransa ve Almanya’nın birbirleriyle mücadele tarihidir. Bu mücadelede 1945’ten sonra yeni döneme girilmiş ve görüntüde bir barış ve birlik havası verilmiştir. Bu görüntü de en fazla 70 yıl sürmüştür. Avrupa Birliği görüntüsü bir müddet devam etti ancak, derinlerdeki mücadele daha fazla su altında kalamazdı ve nihayet su üstüne çıktı.
Evet, İngiltere, Fransa ve Almanya arasında Avrupa Birliği görüntüsünün altında, derinlerde büyük mücadele sürüyordu. Bu üç Ülke ekonomik çıkarlarının savaşını gizli gizli veriyorlardı. Artık daha fazla dayanamadılar ve tartışmalarını tüm Dünyanın da gözü önüne taşıdılar. İngiltere “ben ayrılıyorum” dedi. Bu reste karşılık Fransa ve Almanya da rest dedi. Yani “reste karşılık rest” durumları sözkonusudur. Fransa ve Almanya, referandum sonrasındaki ilk toplantılarında İngiltere’ye, “ayrılıyorsan biran önce ayrıl, bizi oyalama” diye mesaj verdi.
Bir Haçlı Birliği diye açıkça nitelenen, ancak temelde masonik ve Siyonist bir oluşum olan Avrupa Birliği resmen hasta’dır. Avrupa Birliği çöküş sürecindedir. Onlar bize çöküş sürecinde “Hasta Adam” diyorlardı. Biz de onlara şimdi “Hasta Adam” diyoruz. Elhamdülillah.
Esasında, Avrupa Birliği demek Almanya demektir. Avrupa Birliğinin motor gücü ve ekonomisi Almanya tarafından oluşturulur ve yönetilir. Almanya'nın başında da Kadın bir Başbakan (Angela Merkel) olduğu için, “Hasta Adam değil de, Hasta Kadın” desek, daha mı doğru olur?
Evet, evet, Avrupa Birliği “Hasta Kadın’dır.” Vesselam.
AHMET SANDAL