Dün överek göklere çıkardığımız, gıyabında methiye düzdüğümüz insanları bu gün alaşağı edip yerin dibine sokabiliyoruz. Günah keçisi ilan edebiliyoruz. Bu ikisi arasında dağlar kadar fark olmasına rağmen bizler bu farkı aynı anda eşitleyebiliyoruz. Bizler toplum veya kişiler olarak bu kadar hızlı yön değiştiriyorsak, bu kadar çelişki manevralar yapabiliyorsak bizde de bir sosyal sorun var demektir. Ya da çıkarlarımız doğrultusunda hareket edip, çıkarlarımızın bittiği yerde kişiler ve makamlar da bitiyor demektir.
Bir şeye ak veya kara demeden önce bir vicdan muhasebesi yapamıyoruz. Ak ile kara çok keskin çizgilerle birbirinden ayrılmış olsalar da, Beyaza en çok kara da güzel durur diye olayları gri tonlara boyuyoruz. Bu gün yargıya intikal etmiş birçok olayda kendimizce yorumlar yapıp, kendimizce yargılarda bulunuyoruz. Yargının karar vermesini beklemeyip, olaylarla ilgili kişileri damgalayıp bir kenara atabiliyoruz. TCK.’nda masumiyet karinesi gereği, suçu ispat edilinceye kadar herkes masumdur. İbaresi bulunmaktadır. Bizler ise bu ibareyi unutup şüpheli her vasfı suç, şüpheli her kişiyi suçlu ilan ediyoruz. Kısacası yargıya hiç iş düşürmüyoruz.
Kendi vicdan muhasebesini yapamıyoruz ama her konuda bir fikrimiz, bir düşüncemiz var. Doğru olup, yanlış olması hiç önemli değil. Burada şaşırılacak olay ise, kişileri göklere çıkaran şak şakçılar ile karalayıp günah keçisi ilan edenlerin aynı kişiler olması. Biz hangi ara bu kadar menfaatçi bu kadar çıkarcı olduk.
Bizler başkalarının bakış açılarına göre tutum ve davranış sergilememeyi ne zaman öğreneceğiz?
Hiçbir çıkar gözetmeden, ne zaman doğruya doğru, yanlışa yanlış demeyi öğreneceğiz?
Ne zaman öğreneceğiz, bilmediğimiz konularda sükut etmeyi?
Ne zaman öğreneceğiz birlikte yaşamayı, ne zaman devletleşmeden,ağabeyleşmeden ,babalaşmadan....birlikte ,birbirimize hakimiyet kurmadan yaşamayı öğreneceğiz?
Ne zaman öğreneceğiz hayatı akışına bırakmayı?
Ne zaman dozunda sevmeyi öğrenebileceğiz? Kişilerin gelip geçici olduğunu, makamların kalıcı olduğunu, makamlardaki kişilerin çıkarlarımız doğrultusunda sevmemeyi, çıkarlarımız doğrultusunda nefret etmemeyi ne zaman öğreneceğiz.?
Kısacası insanı sadece insan olduğunu ne zaman?
Hoşça ve DOSTÇA Kalın…
Abdulkadir YILMAZ