Dünyanın gündemini küresel güçlerin şekillendirdiğini, ülke liderlerinin de kendilerine ezberletilen senaryoyu sufleye bile ihtiyaç duymadan harfiyle yerine getirdiklerini biliyoruz. Nasıl ki hokkabazlar el çabukluğu ile yaptıkları sihir, büyü, efsun türü inanışlara kutsallık havası vererek sahneledikleri ve inandırıcılığını artırması için abra kadabralarla süslediği gibi, bu gün küresel güçlerde arkadaki el çabukluğu ile yapılan göz yanılmalarını gizlemek için ve sahneledikleri oyunları cezp ediciliğini artırmak için medyumların kullandığı gibi küreler kullanmaya başladılar. ABD başkanının Suudi ziyaretinde küre etrafında toplanarak ve elleri kürede vermiş oldukları pozlar bu duruma en iyi örnek.
Nasıl ki ilizyonistleri izlerken biliriz ki şapkadan tavşan çıkacak, kutu içine giren kişi birazdan yok olacak, bu küre etrafında verilen resimden de kardeş kavgası çıkacağından öylesine emindik. Çünkü sihirbaz aynı (ABD) sihir aynı sadece sahneleniş tarzı farklıydı. Bizler etrafımızda bilemediğimiz, göremediğimiz, nedenini de öğrenmek istemediğimiz olaylar karşısında şaşırmaya meyilli olduğumuz sürece hokkabazlar ve efsunlar hayatımızda olacaktır.
Zaman her şeyin ilacı derler ya hani aslında zaman ilaç olduğunda değil, zamanla insanın her şeye alışması ve alıştırmasıdır ilaç gibi görünen. 90’lı yıllarda Şırnak’ta görev yapan bir askeri komutan ulusal bir TV kanalına çıkarak ABD’nin helikopterlerle doğu bölgelerinde PKK’ya silah verdiğini bu destekler olduğu sürece Pkk’nın bitirilemeyeceğini, etkin bir temizlik yapılamayacağını söylemiş adeta yer yerinden oynamıştı.
Şimdi o gün bizleri şaşırtan, kanımızı donduran olay tüm dünyanın ve bizlerin gözleri önünde yapılıyor. ABD, Türkiye ve birçok ülkenin karşı çıkmasına rağmen sözde Suriye de Daeşe karşı Pkk’nın Suriye kolu olan Pyd ve Ypg ye ağır silah yardımı yapıyor. Bu silahların çoğu da hava menzilli silahlar. Daeşin hava araçları varda biz mi bilmiyoruz?
Diğer bir kafa karıştıran olay ise sözde bu silahların terör gruplarının eline geçmeyeceği ve terör olaylarında kullanılmayacağı ABD tarafından garanti edilmesidir. Sanırsınız terör grupları ve terör olayları ABD güdümünde yapılıyor(!). Aslında açık ve aleni bir şekilde ikrar sayılır bu durum. Verilen bu silahlar herhangi bir kayıtla falan da verilmiyor, havadan ypg ve pyd ye paraşütle atılıyor. Buna rağmen biz halen ABD garantörlüğüne inanıyoruz.
Hal böyle iken, ABD kendi ağzıyla terör gruplarına ve terör örgütlerine verdiği desteği göstere göstere yapıp ve ikrar ederken, kendine itaatkâr birkaç orta doğu ülkesi ile birlikte bir başka ülkenin (KATAR) teröre destek verdiği bahanesi ile yaptırımlar uyguluyor, uygulatıyor. Ne kadar çelişkili bir durum değil mi? Biz küreye odaklandığımız için kerameti halen kürede sanıyoruz. Küre arkasına bakmak aklımıza bile gelmiyor.
Trump başkan seçildiğinde ilk icraatı ülkesinde ki Müslümanların ülkeyi terk etmesini ve bazı Müslüman ülkelerin vatandaşlarının ABD topraklarına girişini yasaklamasıydı. Bildiğin İslam karşıtı bir adam ve yine aynı adam ilk resmi ziyaretini Müslüman ülkeye (Suudi Arabistan) yapıyor. Milyar dolarlık silah ve ticari anlaşma yapıyor. Sonra aynı ülkeyle beraber yanına birkaç Arap ülkesi daha alarak başka bir Müslüman ülkeye savaş ilan ediyor, edilmesini istiyor.
Sonra aradan çekilip Katar’a ve yaptırım uygulayan ülkeleri beyaz saraya davet edip, arabulucu görevi yapmayı üstleniyor. Ardan 12 saat geçmeden İran’da terör saldırısı patlak veriyor. İran bu olaydan Suudi Arabistan’ı mesul tutuyor. Senaryo güzel, Katar’ın üstüne Suudileri sal, Suudiler üzerine de İran’ı, sonra sen yine bu ülkelere demokrasi götür. Biz yarım akıllılarda seni avucumuz patlayıncaya kadar alkışlayalım. Çünkü bizler, Demokrasinin anlamını bilmesek de, Demokrasi aşığıyız.
Hoşça ve DOSTÇA Kalın…