Günden güne yozlaşan kendine bile yabancılaşan varlığı ile yokluğu belli olmayan insanlar haline gelmeye başladık. Hayatımıza giren teknolojik aletler bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken diğer taraftan insanlığımızı makineleştirip robotlaştırmaktadır. Hiçbir duruma insani duygularla yaklaşamıyoruz. Hiçbir olaya insani bir tepki gösteremiyoruz.
Kendi hayatımızı bile film gibi yaşıyoruz. Gerçek, hayal, doğru yanlış, ayırt edemiyoruz. Herkesin söylenecek o kadar sözü var ki içinde sakladığı, o kadar çok pişmanlığı var ki vicdanında biriktirdiği hepsi geç kalınmış sözler, hepsi geç kalınmış pişmanlıklar.
Bırakın insanları sevmeyi kendimizi bile sevemiyoruz. Hem de bedava olmasına karşın. Değerlerimizi kaybediyoruz. En kısa zaman da ;
Kendimize sahip çıkmalıyız.
İnsanlığımıza sahip çıkmalıyız.
Duygularımıza sahip çıkmalıyız.
Tarihimize sahip çıkmalıyız.
Şehrimize sahip çıkmalıyız.
Vatanımıza milletimize sahip çıkmalıyız. Ne güzel söylemiş milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy;
“Sahipsiz vatanın batması haktır.
Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.”
Bu gün dönüp baktığımız da etrafımızın, Ülkemize düşmanlık besleyen ülkelerle çevrili olduğunu görebiliriz. Kendilerine her yolu mubah gören, her türlü psikolojik baskıyı yapan, her fırsatta Ülkemize dil uzatan, her türlü küstahlığı kendilerine hak sayan ülkelerle…
Bir yandan demokrasiden bahsedip diğer taraftan ülkelerinde yaşayan, Türklerin halk oylamasına katılmasını örnek göstererek Ülkeyi terk etmelerini istemeleri, Vatandaşlıktan çıkarma girişiminde bulunmaları hatta daha da ileri gidip Ülkemizin millet tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanının öldürülmesi gerektiğini söyleyebilen bırakın demokrasiyi insanlıktan nasibini almadıklarının açık bir göstergesidir.
Bizim bizden başka dostumuz yok. Bizim bu vatandan başka vatanımız yok ve bu vatanı bizleri yurt eylemek için her gün birileri, annesinden babasından, eşinden çocuklarından, sevdiklerinden kısacası hayatından vazgeçiyor. Bu ülkede dalgalan bayrak dalgalansın, bizler o bayrak altında hür ve özgürce, refah ile huzur içinde yaşayalım diye.
Ülkemiz de savaşın Kurtuluş savaşı ile bittiğini sananlar var ise bu, gecesi gündüzü olmayan her daim vatan nöbetinde olan gerektiğinde vatanı için canını feda edebilecek güvenlik güçlerimizin görevlerini en iyi şekilde yerine getirdiklerindendir. Yoksa savaşın bittiği yok. Düşman her daim mintan değiştirerek, ad değiştirerek karşımıza çıkıyor.
En tehlikeli düşman ise fitnedir. Kardeşi kardeşe düşman eden fitne. Bu gün Suriye deki iç savaşı bir duvar yazısı başlatmıştır. Bizler uyanık olmalıyız. Birbirimizi, kendimizi, insanlarımızı sevmeliyiz. Hem insanlık bunu gerektirir, hem de refahımız, huzurumuz ve bekamız buna bağlıdır.
Ülkemizin düşmanı çoksa, bizde dostluklarımızı çoğaltacağız.
Hoşça ve Dostça KALIN…