Gerek teknolojinin hızlı değişimi ve gelişimi, gerekse iç ve dış etkenlerden kaynaklanan sebeplerden dolayı, gençlerimiz ve çocuklarımız günden güne ailelerden uzaklaşıyor, topluma yabancılaşıyor. Böyle bir durumda ailelerimize bir kat daha fazla iş düşüyor. Suça sürüklenen çocuk sayısının hızla arttığı, madde kullanımının ilkokullara kadar indiği bir ortamda, aileler sürekli çocuklarını bir kontrol mekanizması gibi değil de koruyucu gizli iki göz gibi sürekli takip etmesi gerekmektedir.
Çocuklarımıza ve gençlerimize gereken özeni göstermez, gereken ahlaki terbiyeyle eğitmez isek, bunu dışarıda yapacak çocuklarımıza yanlışları gerçek gibi gösterip kendi yanlış doğrularıyla, kendi çıkarlarına uygun olarak eğitecek birden fazla karanlık güç ve kişiler vardır ve çocuğunuza öğretecekleri, aşılayacakları ilk eğitim sizi yani aileleri çocuklara yanlış tahlil ettirerek, ailesine düşman etmek olacaktır. Çünkü hiçbir köle birden fazla efendiye kulluk yapmaz. Hiçbir beden birden fazla akıl hocasını kaldırmaz. Bu insanoğlunun doğasına, yaratılış fıtratına aykırıdır. Önce çocuğunuzu sizden uzaklaştıracaklar, sonrasında fikir ayrılıklarıyla size düşman edip, çocuğun tek bir efendiye yani kendilerine bağlanmasını sağlayacaklar. Sonrasında da çocuğu kendi menfaatleri çerçevesinde eğiteceklerdir.
Bu duruma verilebilecek en büyük örnek, fetö terör örgütünün yapılanırken, bir yandan içinde bulunduğumuz anı çalmanın yanında gençlerimizi sözde eğitim ve etüt çalışmaları adı altında geleceğimizi de çalmaya kalkışmışlardır. Fetö terör örgütü yapılanmasına baktığımızda tamamen gençler üzerinden, eğitim alanında yapılanmışlardır. Her ilde oluşturdukları cemaat evlerinde, kurdukları dershaneler aracılığıyla maddi imkânsızlıklar içindeki gençleri ve ailelerini çocuğa eğitim vereceklerini, ücretsiz dershaneye alacaklarını söyleyerek kendi içlerine çekmişlerdir. Bunları yaparken de her türlü kutsalı kullanmaktan çekinmemişlerdir. Dini bile… Buda bize gösteriyor ki düşmanı her zaman yunandan beklememek gerek.
Şuanda Türkiye’de uçucu ve uyuşturucu madde kullanımı maalesef ki 11 yaşına kadar inmiştir ve uçucu ve uyuşturucu madde bağımlısı, kendilerine ve çevrelerine zarar verme ihtimali yüksek gençlerimiz yetişiyor.
Bunların birçoğu iyi kötü ayrımı yapamayacak küçücük çocuklar…
Elbette burada anlatmak istediğim sorunun bu çocukların kendisi olduğu değil, bu çocukların içinde bulundukları olumsuz koşullar. Çocuklarımıza ve gençlerimize gereken önem ve ehemmiyeti göstermez isek, geleceğimizi göz göre göre karartmış olacağız. Ayrıca konu ne olursa olsun, geleceğimizi asla riske atmamalıyız. Kısacası gençliğimizi yanımıza almamız gerek, Karşımıza değil…
Hoşça ve DOSTÇA Kalın…
Abdulkadir YILMAZ