Fetönün, 15 Temmuz darbe girişimi devletimizin ve milletimizin milli iradesine sahip çıkması ve ortak duruş sergilemesi sonucu başarısızlıkla sonuçlanınca adeta çılgına döndüler. Aynı yere hizmet eden sadece isimleri farklı olan diğer terör örgütleriyle birlikte hareket ederek ülkemizde kirli oyunlarına devam etmek istediler. Arkasına milletimizin desteği alan güvenlik güçlerimiz canla başla mücadele ederek bu kirli oyunların oynanmasına izin vermemişlerdir. Diğer taraftan bürokrasi içerisine sızmış Fetö terör örgütü mensuplarıyla da mücadele aynı azimle devam ettirilmiş ve örgüt üyelerine vurulan her darbe, her gözaltı sonrasında fetö tarafından akıllara zarar açıklamalar yapılmış ve tehditlerine devam etmiştir. Şimdi ise Ülkemizde iç savaş çıkarma hazırlığı içerisinde oldukları öğrenilmiştir. BM Genel Kurulu sonrasında bir duyum ve bilgi alınması bizleri pekte şaşırtmadı. Bilakis Fetö terör örgütü arkasında kimlerin olduğu konusunda bizlere yol bile gösterdi.
Bu yapının, iç savaş hazırlığında olduklarına göre birde milleti ikiye bölecek iki zıt gruba ihtiyaçları vardır. Bunu da yapabilmek için, Ya yine dini kullanacaklar, ya fikir ayrılıkları olan 60’lı ve 70’li yıllarda olduğu gibi sağcı ve solcu kavgası başlatacaklar, ya marjinal siyasi grupları kullanacaklar yada Ülkemizde yaşayan azınlar (Kürt, Laz, Çerkez, Roman vb) üzerinden yükleneceklerdir. Ama kuvvetle muhtemel kendi çıkarları için her şeyi mubah gören örgüt üyeleri yine Din üzerinden yüklenebilirler. Bu konularda çok uyanık olmalıyız. Birliğimize ve beraberliğimize kastedenlerin kirli oyunlarına gelmemeliyiz. Bizleri tarih boyunca hep aynı silahla vurdular, kardeşi kardeşe düşman ettiler. Bizleri bize kırdırdılar. Peki, bunları geçen yıllarda bize kimler yaptı. Tabi ki dış güçler, bu açıdan bakıldığında bu örgütün arkasında yine aynı güçlerin olduğunu görebiliriz.
Normal zamanlarda ülkemizde, gerek dini farklılıkları olan gruplar, gerek azınlar gerekse farklı düşüncelere sahip siyasi gruplar barış ve güven içerisinde yaşadıklarını hepimiz biliyoruz. Çünkü tarihimiz boyunca bu farklılıklara sahip insanların yaşama ve inanç özgürlükleri kanunlarla güvence altına alınmıştır. Kaldı ki bu farklı düşünce ve inanışa sahip grupların birbirleriyle alıp veremedikleri hiçbir şey de yoktur. Yalnız aramıza sızan ajanlar ve provokatörler bu grupları yalanlarla, riyalarla birbirlerine kışkırtarak aralarına nifak sokarak tarafları düşman olarak karşı karşıya getirmişlerdir. Tarihten ders alarak aynı oyunlara ve planlara gelmeyelim. Bırakın farklılıklarımızı biz her şeyden önce insanız ve insan olmanın onuru ve gururunu unutmayalım. Dünyaya bir defa geliyoruz, onu da insanlığımıza yakışır şekilde, barış ve huzur içinde kardeş olarak yaşayalım. Bizler bu coğrafya da farklı renklerle bir gökkuşağı oluşturuyoruz. Birbirimize saygı ve sevgimiz devam ettiği sürece de aynı gökkuşağı her zaman görebileceğiz.
Birlik ve beraberliğimizin daim olması dileğimle
Hoşça ve Dostça Kalın…