Irak’a ve Suriye ye petrollerini dolarlar la satması konusunda hak hukuk ve demokrasi gönderen ABD bu gün ve daha önceleri hak ve hukuk tanımadığını bir kez daha gösterdi. Zaten bir ülke en çok neyi dillendiriyorsa en çok ta o konuda taviz veriyor. Sana bana haktan hukuktan bahsederken arka tarafta birilerinin hakkına hukukuna tecavüz ediyor demektir. Sözde diktatörlüklerden demokrasiye yönlendiriyordu halkları, öldürülerek, yakılıp yıkılarak, kimse arka planda petrolün Euro ile satma kararı alan ülkelere ABD nin savaş açtığını dize getirmeye çalıştığını bir yandan da diğer OPEC ülkelerine Euro ile petrol satanların başına neler geliyor ya da gelir diye gözdağı veriyorlardı. Irak savaşı belli başlı bir ABD ekonomisinin batmakta olduğunu ve Saddam Hüseynin petrollerini dolar yerine Euro ile satma kararı alması vardır. Fotoğrafın tamamına bakmak istemeyenler bu savaşın arkasında hep başka nedenler aradılar. 1913 yılında ABD Merkez Bankası özelleştirildiğinde ve dolar basma yetkisi de özel çokuluslu şirketlere geçtiği günden beri ekonomik bağımsızlığını yitirmiştir. Çok-uluslu şirketler karşılığı olup olmamasına bakmaksızın piyasa dolarlar basıp sürmüşlerdir. Çünkü o günlerden Saddam Hüseynin petrollerini dolar yerine euroyla satmayı açıklamasına kadar. O günlerde petrol alan her ülke para rezervlerini dolar olarak tutmak zorundaydı. Bu gün petrolün ve petrol ürünlerinin nerelerde kullanıldığı düşünüldüğünde dolara olan ihtiyacın öneminde o derece görürüz. Dünya genelinde petrol ithal eden ülkelerin tamamı dolar bulmak zorundaydı. Doların karşılıksız olarak basılması da bundan dolayı belli olmuyordu. ABD dolar üzerinden kalpazanlık yapıyordu. Ülkesine satın aldığı hammaddelerinde maliyeti basılan doların matbaa maliyetine eşitti. Doğal olarak ta en büyük petrol ihracatçısı ülke olarak biliniyordu. Petrol orta doğuda çıkıyordu ama en büyük karı ABD yapıyordu. Şöyle düşünün diktatörler demokrasi ile yönetilen ülkelere petrol ihraç ediyorlardı. Petrol ülkelerinin diktatörlükle yönetilmesi en çok ta ABD nin işine geliyordu. Çünkü petrolü tek bir ağızdan alıyorlardı. Kısaca petrol fiyatlarını tek bir kişi belirliyordu. Sizce bu durumda ABD diktatörlükten en fazla çıkarı olan ülke iken bir anda niye diktatörlüğe son vermek istesin. Bu gün ABD üstlerinin olduğu ülkelere bakın o ülkenin en can alıcı yerlerinde konuşlanmıştır. Bu güne kadar bizler her ne kadar ABD İsrail’le eşgüdümlü hareket ediyor demişsek de pek inandırıcı gelmedi. Bizler Irak savaşı bir yandan Irak’ın yeniden petrol satışlarında dolara döndürmek, Euro ya geçmeye hazırlanan ülkelere de gözdağı vermek olduğunu, Irakta ele geçirilen petrol kuyularını da bunun için diğer Petrol üreten ülkeleri terbiye etmek için kullanacaktır bir yandan da İsrail’in Ortadoğu da Irak’ı parçalara bölerek ve kendi güdümündeki kişilere devrederek güvenliğini sağlayacaktı. Tüm bunları göz önünde bulunduracak olursak Irak ve Suriye de ABD nin kayıplarını da düşünecek olursak bu gün Kudüs çıkışının da ayni fotoğrafın parçası olduğunu söyleyebiliriz. ABD arkasındaki çok-uluslu şirket sahipleri kaybettiklerini bir türlü kabul etmiyorlar. Savaş çıkarıp her iki tarafa da silah satan politikaları gün yüzüne çıkınca savaş bahanesini ekonomiden çekip din üzerinden devam ettirmek istiyorlar. Bunun içinde en ideal yer Kudüs, çünkü üç din içinde kutsal şehir. Yapmak istedikleri ise Yahudi lobisi ile Hıristiyanları birleştirip diğer yandan İslam birliği ülkelerinin üzerine salmak. Çünkü İslam birliği içersindeki pek çok ülke ABD güdümünde. Kabe imamı çok şükür bütün kararlarımızı ABD hükümeti ile beraber alıyoruz açıklaması yapıyorsa kalanını siz düşünün. Suudlar koltuk savaşına düşüp ABD telkinleriyle ve ABD den aldığı silahlarla başka bir İslam ülkesine savaş ilan ediyorsa ( Yemen ve Katar).
Bu gün Turkiyenin demokrasi ile yönetilmesinden en çok rahat siz olan ülke yine ABD. Bir gün Müslümanlar bir araya getirilirse, İslam coğrafyası tek çatı altında toplanırsa yine bu ABD ve diğer Avrupa ülkeleri tarafından yapılacaktır. Bu onların kullanmak istediği ve ellerinde tuttukları en son koz. Fakat kullanmaya çekinmeyecekleri bir koz. İste o gün hilal ve hacın savaşı başlamış demektir. Yani bir 3. Dünya savaşı başlangıcı. ABD ekonomisi batmak üzere, İsrail ekonomisi de sürekli artan bir çizgide. Hatırlayın İran’a nükleer silah yapıyor olabilir diye yaptırım yapan ülke savaş ilan eden ülke, vururuz tehdidinde bulunan ülke, Kuzey Kore’nin nükleer silah üretimini bırakın denemesine bile ses çıkarmıyor. Kuzey Kore gıda ve ihtiyaçlar konusunda biran önce ABD ile masaya oturmak istiyor. Ve zamanı hızlandırmak için elinden geleni yapıyor. Çünkü daha fazla dayanacak gücü kalmadı. Gıda stokları tükenmek üzere. Bu gün füzene sağlık diye paylaşımlar yaptığınız ülkenin füzelerinin bizim üstümüze dönmesi an meselesi yani. Kısacası yapılan bunca hainlik, ikiyüzlülük, ABD ‘nin batmama politikası için bir avuç dolar için. Bu uğurda kutsal dinleri bile kullanmaya çekinmiyorlar ve çekinmeyeceklerde.
Hoşça ve DOSTÇA Kalın…